bugün

Acun'un bu filmde nasıl rol aldığı saçmadır. Neden bu film? Çok hatalı bir tercih olmuş Acun için.
hayatı ve insan ilişkisini dengeleyen, toplum bütünlüğünün sağlanması adına genel etik, kurallar kılavuzu.
Görgü kuralları.
insanların kendilerini önemli hissetmek için uydurduğu bir takım kurallar bütünüdür.
Türkiye'de maalesef pek de geçerli olmayan kurallar silsilesidir. Biz kurallara uyan, kibar adamı pek sevmeyiz.
Görgü kurallarının diğer adı.
Yemek versiyonunda bir sürü zerzevat koyarlar masanın üstüne hadi ye derler hangisini nerde kullanacaz derken yemek süresi biter tatlıya geçilir sen de mal gibi kalırsın ortada bir de davet eden göz ucuyla bakar hadi yede görek aq. diye.
anlamından öte böyle bir sinema filmi vardı ve çok saçma gelmişti bana.
insan yaşamındaki en ulvî ve önemli kavram.

Buna sahip olan kimse, en düşman fikirlerle dahi iletişim alanında bulunsa, insan, mevzubahis şahsa karşı istemli olmayan bir sevgi ve saygı duyar.

Ancak aksi hâlde, en uyumlu ve yakın zihniyet sahipleri arasından, bu kutsal kural dizgesinin kaldırılması durumunda, bu iki kimse birbirine oldukça ırak ve soğuk olmaktadır.

Böylece, adab-ı muaşeret kaynaklı incelik, gerçek bir medeniyet kültürü ürünüdür.
ama tırreklerde bilimum şiir, güzel söz ve şarkı güfteleri istenir değil mi? onda sıkıntı yok! ha?
günümüzde zor rastlanan hede.

öylesine stüdyoya uğramıştım, dönüşte metroya bindim, karşıma iki tane kız oturdu, hayvan gibi bağırarak muhabbet edip anırarak gülüyorlardı, bana bakarak öksürüyordu biri, ikisi de bacak bacak üstüne atmıştı, hiç çekinmeden "çocuğun saçı çok güzel ya" deyip kendi aralarında kıkırdıyorlardı...

inmek için ayağa kalktığımda tedirgin oldular biraz, sonrasını bilmiyorum, ama son derece rahatsız olduğum bir gerçek.
Bu günlerde unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş değer. Hem unutmayalım ki geri gelmeyecek an, tam da şu andır. Haya sahibi olmasa bile insanlar, her insan sahip olmalıdır bu kanunun değerlerine. Kimimiz etik deriz, kimimiz zorundalık. Ben değer diyorum.
Maalesef artık unutmaya yüz tutmuş teamüli kurallarımızdandır! gencinden tutun da yaşlısına kadar hemen hemen herkes toplumumuzda huzur ve güven ortamını sağlayan bu edep kurallarını bilmez oldular! halbuki herkesin hoşuna gidebilecek ve herkeste memnuniyet uyandırabilecek davranışlardır bunlar! ortamlarda yumuşak sesle konuşmak, karşıdaki kişinin konuşmasının bitmesini beklemek, bir ortamda yiyecek veya içecek dağıtırken büyüklerden başlamak, bir görüşe muhalif olurken bile ağırbaşlılıkla karşı çıkmak... ve daha birçoğu mevcut! çok sıradan ve önemsiz bir konu gibi gözükebilir ama uzun zaman diliminde azlığı belli olduğundan isteyeceğimiz davranışlardır!
Günümüze uyarlanarak
okullara geri gelmesi gereken ders.
Yürüyen merdivende solda duranlardan, tüm kaldırımı tıkayanlardan, yürürken aniden duranlardan gına geldi.
aslında zaten olması gereken şeylerden, toplumumuzun geneli için ne kadar uzak olduğumuzu gösteren eski dilde adap, görgü dersi.
Elleri pantolon cebine sokulmaz bana biraz tuhaf geldi. Yanı yolda yürürken insan canının istediği gibi gezemez mi. Fazla gibi.
iyi tutum ve davranışlarla bunları kazandıran bilgi için kullanılan edebin çoğulu âdâb ile “barış içinde yaşama, birbiriyle uzlaşma” anlamındaki muâşereden (muâşeret) gelen âdâb-ı muâşeret (âdâbü’l-muâşere) genellikle bireylerin ve toplum kesimlerinin birbirine karşı olan sevgi ve dostluk duygularını güçlendirici medenî ve ahlâkî davranışları, nezaket ve görgü kurallarını ifade eder. Bu tabire klasik islâm kaynaklarında rastlanmakla birlikte Osmanlılar’da Batılılaşma dönemine girilmesi sürecinde terkibin kullanımının yoğunluk kazandığı görülür. Bunun sebebi Batı kültüründe nezaket kurallarının şehir ve şehirli olmakla, dolayısıyla medenîlikle ilişkilendirilmesidir. Arapça’da “medenî” ve “medeniyet” kelimeleri “şehir” anlamındaki “medîne”den türemiştir. Fransızca “civilité” Latince’deki “civitas” (şehir) kökünden gelir. Fransızca “politesse” de Yunanca’daki “polis” (şehir) kelimesine dayanır. Buna göre Arapça’da ve Batı dillerinde nezaketle âdâb-ı muâşeret kavramları şehirle ilişkili görülmüş olup bunlar herkesin paylaştığı alanlardaki davranışlara, görgü kurallarına işaret eder; bu kurallar kişilerin karmaşık sosyal ağlarla birbirine ve devlete bağlı olduğu şehir hayatını düzenler.
Insanı, " insan" yapan en önemli unsur.
ahlak saygıya terbiyenin kısaltması.
(bkz: adap)
Insan iliskilerinin yolunda gitmesi icin gerekli kurallar. Yazili olmasalar da uyulmasi gerekir.

Bir sebeple evine gittiginiz ev sahibine yapilacak islerde yardim edilir ya da en azindan teklif edilir. Kicini yaya yaya kahvalti hazirlanmasini bekleyemezsin, ayiptir. Ayrica kendi evinee oldugu gibi rahat da davranilmaz. Ev sahibi nezaketen oyle dese de orasi evin degil, arkani topla bir zahmet.
cemiyet içersinde uyulması gereken ve insanlar arasındaki davranışlarla alakalı nezaket, saygı ve görgü kurallarıdır. uyulmalı!

şu, bir nevi anahtardır; ''senin kişiden beklediğin ilgi, kişinin senden beklediği ilgidir.''
Her nerede olursa olsun trafikte, hastanede, otobuse binerken, kasa kuyrugunda siraya girilir. Kaynak yapmak, siradaki bir kisinin onune gecmek sizi uyanik degil gorgusuz okuz yapar. Onune gectiginiz iisi Agız munakasasina girmiyorsa DA ezikliginden degildir. Kendinizi bir bok sanmayin yani.
1960 larda ki gibi bence ilkokul boyunca zorunlu olması gereken ders.

görsel
Şaka yollu da olsa uluorta kufur edilmez. Ozellikle ergenler kufur etmeyi buyume belirtisi saniyor sanirim. Nokta yerine kullandiklari sey sadece "amk".