bugün

ibretlik bir mantık hatasıdır. 1980 lerde yaşıyor olsaydık izlerdik de yıl olmuş 2012 seksenleri izlemem için hiç bir sebeb göremiyorum.
Favorim pastahaneci ya. Naber bea diyor ya bitiriyorum.
çok normal bir olaydır. nasıl günümüzde barış manço şarkıları dinliyor, rastladığımızda hababam sınıfını izliyorsak, 2000 li yıllarda da seksenler i izlemek tamamen zevk ve merak ile ilgilidir. o yılları yaşamamış ama hep merak etmiş biri olarak ben de müsait olduğum salı akşamları televizyonu açar bu yapımı takip ederim. 2012 yılında seksenleri izlemek, memleketimin insanını çok başarılı canlandıran pastaneci sami abi (berat yenilmez), rahmetli babamın da o zamanlarda başladığı meslek olan plakçı ergun'u (serhat kılıç) , seksenli yıllarda anlatılan o meşhur aşkların nasıl yaşandığını güzelce yansıtan ahmet'i (şoray uzun), o zor yıllarda aile reisliğini, çocuklarına sahip çıkıp korumaya çalışan fehmi'yi (rasim öztekin) ve o yıllardaki anarşi olaylarını belki yüzde yüz yansıtmasa da elinden geldiğince göstermektir.
90 lar sonunda 70 leri izlemekten farksizdir. (bkz: that 70s show)
Daha sacmasi;
(bkz: 1954 yilinda seksenleri izlemek)
Darbe hakkinda feyizlenirlerdi tabi.
geçmişi özlemektir.
o yılları aramak ve birazda olsa yaşıyomuş gibi hissedip tebessüm edip mutlu olmaktır. birazda kendini kandırmaktır.