bugün

dediklerini yaptılar çanakkale geçilmedi...

http://www.dallog.com/savaslar/canakkale.htm
gectigimiz sene anma toreninde savas alanında horon teperek, eglenerek sehitlerimizi anan(!) halkımızın bu sene de aynı potu kırmayacagını umdugum, milli ozgurluk mucadelemizin efsane cephesi olan canakkale savasında de bir efsane yazarak kaybettigimiz sehitlerimizi hatırladıgımız gun...
"Size Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperlerimiz arasında
mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperlerdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaşayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor, sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'anı Kerim, Cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur."

paragraftan da çok açık anlaşılıyor ki çanakkaleye giden atalarımız sadece ölmeye gitmişler. yani ulu önderin "ben size ölmeyi emrediyorum" sözüne liyakatlarını göstermişler. hepsinin ruhu şad olsun.

bugün gelinen noktada kaçımız onların tırnağı kadar kendini cesur, vatansever, yürekten hissedebiliyor, evet o ruh bende de var diyebiliyor merak konusudur.

(bkz: nerede o çağlar ki analar arslan doğururdu)
(bkz: vatan sana canım feda)
(bkz: bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor)
mehmet akif ersoy da çanakkale harbini şu şiiriyle izaha çalışmıştır. ama o büyük üstad bile kifayetsiz kalmıştır belki de...

Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek
işte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek
Şüheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar.
O rüku olmasa,dünyada eğilmez başlar
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna,Ya Rab ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın...

Tarihe sığmayacak kahramanlar hala koruyor bu vatanı hissediyorum
Sadece bu anlatılanlarla sınırlı değil bu destan.Evet düşünelim,bilmeden basıp
geçmeyelim bir devrin bittiği yeri. idrak etmeliyiz neden yitip gitti binlerce fidan,neden kanlarıyla suladılar bu cennet vatanı.

"Feribotla Geliboludan dönüyoruz.Bütün ihtişamıyla manevi havasıyla biz
sizleri hala koruyoruz,ama yeter ki neden ve kimlerden bu vatanı koruduğumuzu anlayın" diyor şüheda Ve bir türkü yankılanıyor Çanakkaleden denize

"Çanakkale içinde vurdular beni"

RUHUNUZ ŞAD OLSUN AZiZ ŞEHiTLERiM!
1915te ingiliz ve fransız donanmasının çanakkaleyi geçemeyerek istanbula ulaşmak yerine ağır yenilgi aldığı gündür.
(bkz: nusret mayın gemisi)
"hikaye bundan tam 90 yıl önce, sonradan anzac koyu adını alacak noktada 24 nisan'ı 25'e bağlayan gece başladı. o tarihte bu koyda başlayan hikayelerin tamamına yakını, hep denizden gelen adam tarafından yazıldı. denizden gelen istilacı adam cesurdu; ama köksüz ve tarihsizdi. ayak bastığı topraklar ona mezar olacak, ama karşılığında ona bir ruh ve yeni bir milat kazandıracaktı.

hikayenin gerçek kahramanı ise denizden gelen adamı karşılayan adamdı. cesaretin ötesine geçen bir fedakarlık içindeydi. tek dileği, mümkün mertebe geç ölerek arkadaki arkadaşlarına vakit kazandırmaktı. yüksek bir ruh, zengin bir tarih geleneği ve köklü bir aidiyet duygusu içerisinde, bugün pek de anlayamayacağımız bir fedakarlık mertebesindeydi.

üstelik istilacılara karşı koyma konusunda, bin yıllık bir tecrübeye sahipti."

"yaşadıkları gibi öldüler;
samimi bir mütevazılık ve tevekkül içerisinde.
toprağa karıştılar, mezarları olmadı.
isimleri unutuldu; sembollere, mehmetlere dönüştüler.
kahramanlığın ötesinde, benzersiz bir fedakarlık içerisinde,
ele güne ilan ettiler:
biz hep buradayız, bu topraklarda kalacağız ve kim gelirse gelsin, bekliyor olacağız."

(nisan 2005 tarihli atlas dergisinden alınmıştır.)

insan her bir metrekaresi kanla sulanmış topraklara adım atmaz, orada ne büyük bir dramın yaşandığını hissediyor. tarihini bilmek, atalarının nasıl insanlar olduğunu öğrenmek isteyen her türk çanakkale'yi gezmelidir. bilinsin ki, o vatan sevgisiyle dolu insanlar aslında savaşmaya değil, bile bile ölmeye, vatanı için ölmeye gittiler. büyük küçük demeden, çoğu tek kurşun bile atmaya fırsat bulamadan şehit oldular.

allah hepsinden razı olsun...
nusret mayın gemisi sayesinde anabiildiğimiz gündür.
aldığım rahat nefeste ve yaşadığım rahat hayatta binlerce emeği olan insanlar:
sayenizde yaşıyorum.
biliyorum teşekkür etmek çok yetersiz gelecek.
ama yaptığınız fedakarlıkların karşılığını bir yerlerde alacağınızı bilmek,beni mutlu ediyor.
ayrıca doğumgünümün o gün olması nedeniyle daha da çok sevindiğim bir gün olması özelliğindedir.* * *
canlarını feda edip bizlere bu güzel vatanı emanet eden dedelerimizi malesef koca senede sığdırdığımız 24 saatlik süreçtir.o günler ve yapılan fedakarlıklar unutulmamalıdır ki bu gün kan ağlayan bu topraklar üç kuruşluk kendini bilmezlerin gösteri yerine dönmemelidir.
saygı ve minnetle anmamız gereken gündür.
şu an burada yazı yazabiliyor olmamın sebeplerinden biri olduğu için mustafa kemal atatürk ve bütün şehitlerimize öncelikle teşekkür ediyorum.meşhur çanakkale geçilmez lafını kanıtlarcasına ölümüne yapılan savaş sonrasında ruslara yardım götürebilmek için tek şans olan yolun tıkanması için yapılan ölümüne bu mücadele sayesinde tehditler zayıflamıştır.burada ölen her şehit belki de büyük mücadelemizi kazanmamız için bir sebep olmuştur.fakat anlaşılıyor ki zaman geçtikçe işlerin önemi unutuluyor.yüce ordumuzun şehitleri birer birer unutuluyor.saygı duyduğumuz değerler birer birer yok ediliyor.horon tepilen yerlerde kaç tane askerimiz öldü kim bilir.ancak biz gerçeklerin farkında değiliz.maalesef atalarımızın bize bıraktığı emaneti önemsemiyoruz.onu koruyamıyoruz.ondan vazgeçmiş gibi davranıyoruz.ülkemizi koruyamıyoruz.şehitlerimizi koruyamıyoruz.o kadar körleşmişiz ki şehitlerimizin şehitliklerinin üzerinde bulunan altın ay yıldızları çalıp satıyoruz.umarım milli değerlerimize artık sahip çıkmayı öğreniriz ve horon tepmektense 1 dakikalık da olsa saygı duruşunda durup en azından bir istiklal marşı okumanın daha hoş olduğunu unutmayız.eğer unutmazsak unutulmayız.çünkü gelecek nelere gebe kimse bilmiyor ne çanakkaleler olacak kim bilir?dünya hızla çürürken türk halkı değerlerini koruyabilirse eğer bu kargaşadan sağ salim çıkacaktır.
18.03.2007 tarihi itibariyle resmi tatil olarak kabul edilen gündür..
onlar şehit oldular...

vatanları için...

özgür bir bayrak altında bir arada yaşayacak nesiller için...

peki o nesiller ne yaptı ?

bunu;

http://www.youtube.com/watch?v=TzLdq1vqlNc
(bkz: 18 mart canakkale biz burdayız, hep burada kalacağız zirvesi)
kınalı kuzuların anıldığı gün.
ÇANAKKALE'M ALINYAZIM
YÜREĞiMDE iNCE SIZIM
UNUTURSAM SEVDANI OY
ÖNÜME AKSIN iKi GÖZÜM
18 mart'ın deniz zaferinin kazanıldığı gün olması sebebiyle şehitleri andığımız gündür.tüm şehitlerimi anmamız sebebiyle sadece çanakkale şehitlerinin değil,malazgirt'ten kore'ye,dandanakan'dan iç güvenlik harekatına canlarını bizler ve değerlerimiz uğruna feda etmiş tüm kahramanlarımızın anılması icap etmektedir.
onların uğruna canlarını feda ettikleri şeylere sahip çıkmak onlara yapılacak en anlamlı anmadır aslında. ruhunuz şad olsun...
böyle giderse kaldırılıp, " çanakkale savaşındaki dervişler i anma günü " olarak kutlanacak gün.
necati doğru'nun çanakkale: yeniden varolmanın ana rahmi isimli köşe yazısı.
http://www7.gazetevatan.c...;Categoryid=4&wid=108
söyleyecek sözlerin yitirildiği gündür. ne söylense boştur.
yine bir hikaye.. *
savaş zamanı çanakkaleye asker gerekmiş. o zamanki istanbul lisesi son sınıf öğrencileri *, 50 kişi ortak karar almışlar ve kayıt yaptırıp savaşa gitmişler. orada hocalarına da rastlamışlar, hocaları kendi kendine 'simalar tanıdık' demiş ama sadece bununla yetinmiş. nihayetinde savaş zamanı.. asker de lazım..

ve o sene istanbul lisesi hiç mezun vermemiş. o 50 yiğit şehit olmuş. bunun üstüne alt sınıflar bütün okulu, aydınlık olsun diye sarıya; okulun kapı ve pencere kenarlarını da matemlerini göstermek üzere siyaha boyamışlar. işte istanbul lisesi nin sarı-siyah rengi de buradan gelmekteymiş..
http://sinestezi.wordpres...16/18-mart-ta-ne-olmustu/
bu yıl 94.sünü yaşadığımız anma günü. belki de bir anma gününden çok daha fazlası olmalı. tarihin tanık olduğu en büyük şehitler için ne yapsak onları tam anlamıyla anmış olabilirizki? bu vatanın en imkansız zamanlarında neleri yapabilceğini yüzyıllarca insanlığa anlatabilcek bir olay çanakkale. ama daha üzerinden 94 yıl geçmesine rağmen biz kendi geçmişimizi unutmuşa benziyoruz.

bütün ömrümüz para, karı kız, dinci-yobaz, fener-cimbom laflarıyla geçsin diye mi binlerce hayat yokoldu orda.. çok utanç verici değil mi.. orda can verirken olmasını istedikleri ülke bu değildi kesinlikle.
yillar önce daha güzel ve sade kutlanan gündür. Son yillarda gösteris adina boku cikarilmistir malesef.