bugün

birçoğu için dünyada tutulabilecek en büyük yastır 10 kasım. birçoğu için bir propaganda aracıdır... x gazete çıkar ve senin söylediklerini hala anlatıyoruz bu halka der, atamı yüceltmek isterken onun taptığı bu halkı salak yerine koyduğunu bilmez bile... ya da bu açıdan görmez. kimileri 09:05-09:06 arası içinden küfürler ederek saygı duruşuna iştirak eder, kimileri 09:05-09:06 arasındaki bir dakikayı bile kendini kasmadan, saygı duymadan geçirir. kimileri televizyon programları yapar en sevdiği şarkıları, yapmaktan en çok zevk aldığı hobilerini inceler. ancak pek bir azdır 10 kasım'da bu adam ne yapmak istemişti? amacına ne kadar ulaşabildi? biz onun hedeflerini ne kadar sahiplendik? ne kadar anladık onun bizlere anlattıklarını? diye düşünen. kimilerinin atatürk ismini duymaya bile tahammülü yoktur, kimileri bu ismi çok sever... ama sadece ismi! o isme malettikleri ideolojileri hatırlatır onlara bu isim. bundan sebeptir ki severler bu ismi, taparlar bu isme. bir 10 kasım günü yurdumdan manzaralar böyle iken ben şimdi tekrar tekrar düşünmeyi tercih ediyorum ulu önderin ne yapmaya çalıştığını, bu halkta gördüğü ışığın şimdilerde nasıl görünemediğini veya nasıl göremediğimizi, nasıl da kör ettiğini gözümüzü kendi çıkarlarımızın. bu gün yas tutmayacağım... zira hissettiğim şeylere yas demek yalancılıktan, riyakarlıktan öteye gidemez. yas dediğin arada bir tutulur. oysa benim hissettiğim; her an ömrümden ömür yiyen, kalbimin attığı her an hissettiğim, gözlerimi ufuklara uzun uzun dikmeme sebep olan, kahredici, acı bir özlem...
(bkz: iki mustafa kemal var)
güncel Önemli Başlıklar