bugün
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı60
- assembly kodu14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
askerlere verilir.*askerlere verilecek en buyuk cezalardan birisi carsı izninin iptal olmasıdır.
askerliğin yapıldığı yere göre değişmekle beraber ortalama 2 haftada bir, hafta sonu olan aktivite.
lisedeyken hergün cıkmaya uğrastığımız, bazı günler yanlız carsambaya indirilince ayaklandığımız, izin defterine "içmeye gitti, bilardoya gitti, karıya gtti allahsız" yazarak kendi geyik muhabbetimizi olusturduğumuz özlenesi hede.
çoğu karacı askeri birliklerde haftasonları sivil, hafta içi ise tektip denilen yemyeşil askeri elbise ile çıkılır,
kısa dönemler hamama gitmek için kullanırlar bu izni.
askerlik yaptığınız yere göre keyif alma oranı değişir. büyük şehirlerde askerlik yapmanın tek avantajı çarşı izinleridir.
(bkz: alen markaryan)
dağın başındaki komando kışlasından 12 km kamyonun arkasında inilip akşam 4 dedi mi tekrar aynı şartlarda kışlaya dönülen izindir. sabah cici bir kahvaltı yapılır, sonra internet kafeye gidilir. biraz turladıktan sonra iğrenç bir şekilde kamyonlara doldurularak kışlaya götürülürsün.
alınması için öğle 12'ye kadar nöbetçi astsubay'ın keyfinin yetip, yatağından kalkmasının beklendiği, hede.
askerin ihtiyaçlarını gidermesi için cumartesi veya pazar gunu verilen birkaç saatlik izin. nobetci astsubay nizamiyenin onunde bir sandalye masa kurdurur. askerin sacina basina haline bakar . "olum bugun tıraş ol" , "kızlara asılmayın" gibi komutlara emredersiniz komutanim çekilir. sonra birkaç saatlik ozgurluk başlar.
bir cumartesi sabahı şaşırmanıza neden olabilen, askerlerin genelde haftasonu sahip oldukları günübirlik izin.
yerine göre hafta içi de kullanılan izindir. böylesi daha sessiz ve tenhadır. kafa dinlemek mümkündür. ama sonuçta çarşı izni çarşı iznidir. tıkınmak ve nete bağlanmakla geçer çoğu zamanı. kalan zamanda gezilir, tozulur ve yine tıkınma nete bağlanma faslına dönülür. çarşı iznini çarşı izni yapan yanındaki izindaşındır. adamına göre bırak bir çarşı izninin en güzel saatlerini, hayatının en güzel saatlerini bile geçirebilirsin.
(bkz: çarşı izni)
gözü dönmüş askerlerin cinsel ihtiyaçlarını giderip birbirlerine saldırmasını önlemek için verilen izin.
küçük şehirlerde esnafın sizi s.kmesine sebep olabilecek durumdur.
cadde üzeri internet kafe 2 lira iken arka sokaklardaki temiz gğzel internet kafe ise sadece 75 kuruş.
cadde üzeri internet kafe 2 lira iken arka sokaklardaki temiz gğzel internet kafe ise sadece 75 kuruş.
askerde çarşının küçük olmasında dolayı, sadece bankaya gidip para çekeceğimde kullandığım izindir.
(bkz: kağızman)
(bkz: kağızman)
yanmış ten.
kısa saç ya da şapka.
casio saat.
belli ederler hemen kendilerini. yanlış anlaşılmasın dalga geçmek değil amacım, bunları herkes bilir.
kısa saç ya da şapka.
casio saat.
belli ederler hemen kendilerini. yanlış anlaşılmasın dalga geçmek değil amacım, bunları herkes bilir.
süleymancı talebe için hayattır, candır.
verildikten sonra kanırtılarak alınan hede.
polis okulu öğrencileri için velinimettir.*
ana-baba ya da evli kardeşin, önceden haber vermiş ve izin alarak gelmesi durumunda evci iznine dönüşür.
bir de askerliğim sırasında tam 7 haftada 3 saât görmüşlüğüm vardı. iki haftada bir gelen iznim, ertesi gün gölcük'e sevkli geleceğim için, kendi isteğimle bir hafta ertelendi. pazartesi gölcük yaptık. oradan istanbul gata'ya sevk edildim. perşembe de istanbul'daydım. döndüm, cepte telefon var ama gece santralcisi olduğumdan gözlerimden uyku akıyor. lan, vurup kafayı yatamıyorum. tabiî cepte telefonu unuttuk. ertesi sabah içtimada* idari işler astsubayı "çıkartın telefonları aratmayın" dedi. lan, daha dün gece gelmişim. vermesem "sen kime teslim ettin telefonu" diyecekler. benden önce iki salak da verince el mahkûm verdik. çat, çarşı kilitlendi! neyse, nasılsa gezmişim falan diye avutuyorum kendimi. o hafta geçti. ertesi hafta bölük komutanının koğuş denetleyeceği tuttu. bizim koğuşta denyonun biri boş dolapta saçma sapan şeyler barındırıyor diye çarşılar gene kilitlendi. lan, zaten bir aydır çarşı yüzü görmemiş, komutan yanında orada burada sevkli sürünmüşüm... neyse ki ilk çarşımı kilitleyen idari işler astsubayımız bölük komutanımızla konuştu da "3 saâtçik olsun çıksınlar"a bağladı. onu da neredeyse nöbetçi uzman jandarma piç ediyordu. neyse, sonuçta 3 saâtçik çıktık. 2 hafta da öyle geçti... 7 haftada 3 saâti tamamlamış olduk.
bir de askere gideceklere not: çarşı izninizin olduğu her zaman evci izni alabilirsiniz. yeter ki aileniz bunu sağlayabilecek, askerliğinizi yaptığınız yere gelebilecek durumda olsun. iki haftada iki gece dışarıda olmak demek büyük olay.
bir de askerliğim sırasında tam 7 haftada 3 saât görmüşlüğüm vardı. iki haftada bir gelen iznim, ertesi gün gölcük'e sevkli geleceğim için, kendi isteğimle bir hafta ertelendi. pazartesi gölcük yaptık. oradan istanbul gata'ya sevk edildim. perşembe de istanbul'daydım. döndüm, cepte telefon var ama gece santralcisi olduğumdan gözlerimden uyku akıyor. lan, vurup kafayı yatamıyorum. tabiî cepte telefonu unuttuk. ertesi sabah içtimada* idari işler astsubayı "çıkartın telefonları aratmayın" dedi. lan, daha dün gece gelmişim. vermesem "sen kime teslim ettin telefonu" diyecekler. benden önce iki salak da verince el mahkûm verdik. çat, çarşı kilitlendi! neyse, nasılsa gezmişim falan diye avutuyorum kendimi. o hafta geçti. ertesi hafta bölük komutanının koğuş denetleyeceği tuttu. bizim koğuşta denyonun biri boş dolapta saçma sapan şeyler barındırıyor diye çarşılar gene kilitlendi. lan, zaten bir aydır çarşı yüzü görmemiş, komutan yanında orada burada sevkli sürünmüşüm... neyse ki ilk çarşımı kilitleyen idari işler astsubayımız bölük komutanımızla konuştu da "3 saâtçik olsun çıksınlar"a bağladı. onu da neredeyse nöbetçi uzman jandarma piç ediyordu. neyse, sonuçta 3 saâtçik çıktık. 2 hafta da öyle geçti... 7 haftada 3 saâti tamamlamış olduk.
bir de askere gideceklere not: çarşı izninizin olduğu her zaman evci izni alabilirsiniz. yeter ki aileniz bunu sağlayabilecek, askerliğinizi yaptığınız yere gelebilecek durumda olsun. iki haftada iki gece dışarıda olmak demek büyük olay.
askerlerin büyük gruplar halinde, görevlerini yaptıkları şehrin kalabalık yerlerine akın etmeleridir.
o gün işim olduğu için kızılaya gitmem gerekiyordu. yoksa boş günümde evde sakin sakin kafa dinlemek varken, sikseler o "kızılay" denen insan yığınının içine girmezdim.
otobüs zırhlı birliklere yaklaştığında kalabalık bir grubun el kol yaptığını gördüm. önce "biri bayıldı da yardım istiyorlar herhalde." diye düşünürken, aslında bunların çarşı izni alan askerler olduğunu anladım. otobüsü kaçırmamak için önüne atlayanlar bile vardı.
kapının açılmasıyla birlikte içeriye akın etmeleri bir oldu. bir yandan bağrışıyorlar, bir yandan da içeriye girmek için birbirlerini ittiriyorlardı. hatta aralarından bir tanesi "itmesenize omuno koyuğum!" diye bağırınca şoför amca olaya el atmak zorunda kaldı.
normalde turşu kavanozu gibi sıkış tepiş olmuş otobüse bile yolcu almaya çalışan şoför, daha otobüsün yarısı ancak dolmuştu ki "daha yer yok." diyerek kapıyı kapattı.
konuşmalarından ve görünüşlerinden anladığım kadarıyla birçoğu doğuluydu. muhtemelen askerliğe kadar da yaşadıkları şehirden çıkmamışlardı.
sonunda kızılay' a varmıştık. ben etraf iyicene kalabalıklaşmadan işimi bitirip evime dönmek istiyordum, izinli askerler ise etrafın kalabalıklaşmasını... ben kendi yoluma koyulmuştum, onlar da birbirlerinden ayrılamayan siyam ikizleri gibi kalabalık bir grup halinde yollarına devam ettiler.
o gün işim olduğu için kızılaya gitmem gerekiyordu. yoksa boş günümde evde sakin sakin kafa dinlemek varken, sikseler o "kızılay" denen insan yığınının içine girmezdim.
otobüs zırhlı birliklere yaklaştığında kalabalık bir grubun el kol yaptığını gördüm. önce "biri bayıldı da yardım istiyorlar herhalde." diye düşünürken, aslında bunların çarşı izni alan askerler olduğunu anladım. otobüsü kaçırmamak için önüne atlayanlar bile vardı.
kapının açılmasıyla birlikte içeriye akın etmeleri bir oldu. bir yandan bağrışıyorlar, bir yandan da içeriye girmek için birbirlerini ittiriyorlardı. hatta aralarından bir tanesi "itmesenize omuno koyuğum!" diye bağırınca şoför amca olaya el atmak zorunda kaldı.
normalde turşu kavanozu gibi sıkış tepiş olmuş otobüse bile yolcu almaya çalışan şoför, daha otobüsün yarısı ancak dolmuştu ki "daha yer yok." diyerek kapıyı kapattı.
konuşmalarından ve görünüşlerinden anladığım kadarıyla birçoğu doğuluydu. muhtemelen askerliğe kadar da yaşadıkları şehirden çıkmamışlardı.
sonunda kızılay' a varmıştık. ben etraf iyicene kalabalıklaşmadan işimi bitirip evime dönmek istiyordum, izinli askerler ise etrafın kalabalıklaşmasını... ben kendi yoluma koyulmuştum, onlar da birbirlerinden ayrılamayan siyam ikizleri gibi kalabalık bir grup halinde yollarına devam ettiler.
Askerlerin illa bulundukları yerin çarşısına pazarına gitmek zorunda olmadığı izindir;
Ben askerde çarşı iznindeyken hiç alakam olmadığı halde çarşıya pazara koşturur dururdum halbuki çarşı izni lafın gelişiymiş illa çarşıya gitmen gerekmiyormuş. Çok sonraları öğrendim bunu.
Halbuki bunu bilseydim, biri gelip söyleseydi boşu boşuna çarşı izinlerimi heba etmezdim. Yaşadığım şehirde zaten askerlik yaptım. istanbul da yaşıyorum ve askerliğimide istanbulda yaptım. bilseydim çarşı izinlerinde eve gelir abimi annemi görür hasret giderirdim. çok da güzel olurdu. ilhan Asteğmen vardı bitane o söyledi taaa ustalık dönemimde bu gerçekten haberim oldu.
Ben askerde çarşı iznindeyken hiç alakam olmadığı halde çarşıya pazara koşturur dururdum halbuki çarşı izni lafın gelişiymiş illa çarşıya gitmen gerekmiyormuş. Çok sonraları öğrendim bunu.
Halbuki bunu bilseydim, biri gelip söyleseydi boşu boşuna çarşı izinlerimi heba etmezdim. Yaşadığım şehirde zaten askerlik yaptım. istanbul da yaşıyorum ve askerliğimide istanbulda yaptım. bilseydim çarşı izinlerinde eve gelir abimi annemi görür hasret giderirdim. çok da güzel olurdu. ilhan Asteğmen vardı bitane o söyledi taaa ustalık dönemimde bu gerçekten haberim oldu.
askerlerin, yüksek basınçtan alçak basınca yönelen hava gibi, içe dönük tarafı kendisine hüzünle bakan nizamiyeden dışarıya boşalmasına neden olan izin. iyi ki var. iyi ki varmış. yemin törenine kadar geçen sürede çarşıya çıkamayan ve haliyle yeşilden başka renk göremeyen asker gözlere, doğanın başka renklerini de gösterir ayrıca. rahatlar insan. ruhundaki toksinleri salar. çünkü askerlik fazla erkeksidir. öyle de olması gereklidir tabi çünkü, yeşil kamuflajı giyen adam savaşmayı öğrenir belli oranda. savaş haline hazırlanır. ama insanın duyguya da ihtiyacı vardır. çarşı izni, bu duyguları askere yaşatan ikinci olaydır. birincisi mi? orası insanın kendine kalmış aslında. ben ilk müziği dinlediğimde acayip rahatlamıştım mesela... yani demem o ki sözlük, çarşı izni hoştur, askere açık alan sunar ve sıkışmışlık hissine biraz ara verir. artık günleri beş beş sayar, şafağı öylece eritirsin. şu anda tabi ki çarşı izninden bildiriyorum. kapatmışım kendimi internet kafeye ve uzunca duracağım. alçak basıncı tatmamız için verilen bir izinde, kendini köşeli bir masanın avuçları arasına sıkıştırmak da zannediyorum en kompleks canlı olduğumuzu doğrular nitelikte. çarşı iznini olabildiğince gezerek ve farklı keşiflerde bulunarak geçiren arkadaşlarıma saygılarımla. cansınız.
güncel Önemli Başlıklar