bugün

bir miras olarak türkü

bir nesilin arkasından gelen nesile bırakabileceği bir değer olarak türküyü kabul edenlerce savunulabilecek tanımlamadır.

her milletin, ben varım ve devam edeceğim deyişinin ilk şartıdır sanat.ve milletleri ayakta tutan bir güçtür kültürel değerler. kimi milletler vardır, topla tüfekle ayakta dururlar, kimi milletler vardır gözyaşı üzerinedir attıklar her adım. bazı milletler ele geçirdikleri topraklarda önce sanatsal değerleri tahrip ederler. bilirler ki; eğer sanat ve sanatçılar gözönünden çekilirse bağından koparılabilir yeni nesiller.

bu nedenle önemlidir türkülerimiz. gidilen heryere taşınırlar kolayca. hani yükte hafif paha da ağır denir ya, işte öyledir türküler. bir atın terkesine bir bağlamayı, bir sipsiyi, bir kemençeyi, bir kavalı işte tamamdır artık, kültürünüzü taşımak için bir coğrafyadan bir coğrafyaya herşey tamam demektir.

binlerce yıla dayanır türküler aslında. bugünkü formda olmasalar da alper tunga öldümü diye başlayan ağıtlardır türkünün ataları, destanlardır ve ozanların şahıdır dedem korkut. deli dumruldur bazen kahraman, bir ala geyiktir bazen... kuzulayan koyunu da anlatır türküler, söğüt dalını da anlatır. bazen aşkı anlatır en yanık sesiyle ozanlar, bazen ağanın düğün edilemeyen kızını da. kavuşanı anlatır türkü bazen ve kavuşamayanın destanı olur.

türk nereye giderse orayı yazar dizelerine, bazen tar eşliğinde söyler azerbaycan'da, bazen saz eşliğinde söyler urfa'da, bazen kemençeye ortak olur türküler, bazen bağlamayla çalınır anadolu'da..

seveni çoktur türkünün...hani sevilmeyecek gibi değildir de...kiminde koyun,kuzu otlatan çobandan duyrasınız gülümsetir kendisine. atını tımar eden seyis de söyler türküsünü...doru atlara yazılanının kendi tayına yazar gizlice.

olmazı yoktur türkünün...herkes biryerlerde söyler, söylemese de duyar, dinler. hani öyle orkestralara da ihtiyacı yoktur türkünün insan sesi bile yeter. kimselere eyvallahı yoktur türkünün anlayacağınız. kimse sırtında taşımasa telli turnalar alır götürür kanatlarında. o olmazsa ırmaklara salıverirsin gider döküleceği denize.

aşıklar badeyi içerler onun için, kolaycana da gelmez her bedene. dinletir kendisini ozanların elinde. pir sultanlar da der diyeceğini, yunus emre de...

bir sevdadır türküler. gönüle de girer, bedene de.iflah olmaz bir aşık gibidir türküyü sevenler. köyüne, köylüsüne, bağına, bahçesine, dağına taşına, yattığı mahpus damına bile söyler türküsünü. bazen yakarlar ozanları, sanırlar ki türküler de yanar. ama tek babası yoktur türkünün, bir babadan çıktı mı bir kere bin babası olur bin yerde.

kurşun yer bazen ozan, ozan yere düşer türküsü düşmez. bir mahpusluk yerine düşer ozan türküsü düşmez. bağlarsın bir telli turnanın kanadına türkünü seni de götürür sevdiğinin dizine.

anlatılmaz türkü. kelimeler kifayet etmez, sözler havada kalır her defasında. ve her vuruşta sazın teline dert olur bir yüreğe ve derman olur bir çileye.

bir mirastır türkü...en garibanın bile oğluna bıraktığı. bir ağıttır türkü...her ananın gelin giden kızına yaktığı. *