bugün

kişilik bölünmesi

uzun zamandan sonra psikoloğa gitmeye karar verdim.

psikologlardan hoşlanmıyordum. aslında yumuşatarak söyledim daha gerçekçi olarak nefret ediyordum.

onlar hiç birşeyi tarafsız olarak değerlendiremezdi. analiz edeceği şey bendim. ve ben aslında bir nesne değildim. psikanaliz testler taraflı testlerdi. insan eliyle hazırlanmışlardı. insanın dokunduğu her şey taraflıydı.

ruh halimi ve kişiliğimi objektif bir gözle değerlendirmenin mümkün olmadığına körü körüne inanıyordum. ben bir denek değildim ve onlar da bu deneyi asla gerçek manada yapamayacaklardı. sonuçların hepsinin bana göre değişmesi muhtemeldi. verdiğim cevapları onları kafasını karıştırmak için verebilirdim. sonuç hiç bir zaman doğru olmayacaktı. deney objektif olmalıydı.

her şeye rağmen o koltuktaydım.
gerçekte öğrenmek istediği şey ne bilmiyordum. ve bana sorduğu sorulardan oldukça sıkılmıştım. beni bir madde olarak gördüğü apaçıktı.

koltuktan kalktım. oturmamı söyledi. ama oturunca sıkıldığımı belirttim kendisine. ve onun yaptığı gibi bende onun çevresinde dolaşmaya başladım. ortam her an daha da gerginleşti. bir yere ulaşamayacağını anladı. ve sustu. koltuğa onun oturmasını ve bana öyle sorular sormasını istedim.

ve eğer gerçekten bir psikolog sizin "hasta" olduğunuza inanıyorsa her dediğinizi yapmaya hazırdı. önce karşı gelir gibi oldu ama ikna ettim.

koltuk insanı geriyordu. belki oradaki tek sorun oturmaktı. konser ortamı olsa daha çok eğlenbilirdik aslında. bir süre sonra konsantrasyonunu kaybetti ve doğruldu:

-yapamıyorum.
-biliyorum.
-istersen 4. seansta tekrar görüşürüz.
-belki...

çıktım odasından. sürekli aynı şeyleri söyleyip durmuştu. "sen aslında, bilmiyorum kendini kaç kişi hissediyorsun?"

ne olduğunu bilsem ona yardım edebilirdim. ama garip olan ben miydim? zaten herkes en az iki kişilikli olmak üzere üç kişilikli değil miydi?