bugün

yara bandı

tanım: yaranın üstüne yapıştırmak suretiyle dış ortamla temasını engelleyen, dolayısıyla enfeksiyon kapma ihtimalini azaltan araç. *
parmağım yara oldu, yarabandı almaya dolaba bi gittim. baktım bu.. cicili bicili, efendim üstünde kediler, balinalar. bi sevgi pıtırcıklığı, bi yarayı 'sevimli' ve 'doğal' hale getirme çabası.. utanmasalara 'aferin ne de güzel yaptın!' yazacaklar üstüne. öyle bir şey! ben bu meretlerin ilk çıkış zamanlarını hatırlarım, pahalıydı bunlar! ekstra para vermen gerekirdi üstü şekilli falan olsun diye. ciddi de bir fiyat farkı vardı.. şimdi bizim evde bile, çoluk çocuk yokken üstelik bu yarabandı 'sıradan' bi şekilde bulunuyorsa ben bu durumdan korkarım! bu artık bu yarabantlarının ayağa düştüğünü, sıradanlaştığını gösterir ki bana antipatik gelir. anormal miyim? olabilir..

benim küçüklüğümde sarımsı kahverengimsi iğrenç yarabantları vardı. böyle kese dokusunda, yapıştı mı bozulan, çıkarırken derini de söküp alan, altındaki yapışkan elin kirlenene kadar senle dolanıp yapış yapış iğrenç siyah bir hal alanları kastediyorum.. bir yapıştırırdın, azıcık gevşek yapmasan parmağın gangrene gidecek gibi olurdu. esneme payı sıfır yarabandı!

aslında benim bu noktada bi tezim var! onlar 'caydırma' yöntemiyle tedabi ediyordu.. başına bir şey gelince yarabandını bir yapıştırıyordun, sonrasında olanlardan dolayı kendini yaralamamayı öğreniyordun. düşünce baban kızarsa düşmemeye çalışırsının farklı bi versiyonu. yani o sarı ve ıslanınca iğrenç kokan yarabantları asılda insana koşullanmayı öğretiyordu! amacı farklıydı! şimdi gitmiş.. nerde onlar?

zaman ilerledikçe bi sahtelik, bi naylonluk.. elimde cicili bicili kedili ve balinalı(ikisi ne alaka ayrıca?!?) bi yarabandıyla gecenin bi yarısı bunları yazıyorum sevgili okur..

sarı yarabandı istiyorum ben..
en iğrencinden.. ıslanınca en kokanından..