bugün

sürekli onu düşünmek

hep onu düşünmek(unutamamak):sabah uyanırsınız ve banyoya gitmek için o harika terlikleri ayağınıza geçirirsiniz. sonra bu terliği size yeniyıl hediyesi olarak verdiğini hatırlarsınız.
iç geçirip banyoya gidersiniz elinizi yüzünüzü bir güzel yıkarsınız. o haklıdır. sabahları serin suyla buluşmak kadar harika birşey var mıdır? tekrar iç geçirirsiniz. bir süre sonra odanıza gidersiniz. siyah kumaş pantolonunuzu ve beyaz gömleğinizi giyerken kafanızı kaldırıp cama bakarsınız camı irili ufaklı yağmur taneleri yıkamaktadır. aklınıza hemen o eski günler gelir siz yağmurun altında sırıl sıklam ıslanırken birden o belirir size doğru koşar, size ceketini giydirip ilerlerken o sonbaharın çetin soğuğuna aldırmaz bile siz ise onun sıcacık montu ve onun kokusuyla mayışmış bir sekilde ifadesizce ona bakarsınız...ne güzel günlerdir onlar!
çeketinizi iliklemiş dışarı çıkarsınız ve en yakınınıdaki taksilerden birine binersiniz. sonra bir anda taksiyi durdurmak istersiniz. inersiniz taksiciye ne ödediğinizi bile bilmezsiniz. birden eskiden buluştuğunuz o yer gözünüze çarpar. tekrar oraya gidersiniz ve yine beklemeye başlarsınız.. onu beklersiniz, beklersiniz unuttunuz mu o hep bekletir sizi iyice ıslatana kadar.. ama sonra birden çıkar gelir ve sizi sarıp sarmalar, yolunuza devam edersiniz. oradan da sıcak bir cafe'ye girer uzun uzun düğün hazırlıklarından konuşursunuz.
sonra bir anda silkinir kendinize delirip delirmediğinizi defalarca sorarsınız. evet evet kesinlikle delirmiş olmalısınız. patronunuz sizi her an başlayacak olan toplantı için beklemektedir ve siz hala eski günlerinizin o tatlı anılarını sayıklayıp duruyorsunuzdur. tekrar bir taksi çevirirsiniz bu sefer hiç yola bakmadan yanlızca gözlerinizi kapatıp bir kaç dakika da olsa onu düşünmemeye çalışırsınız.
araba kornalarının gürültüsüyle uyanırsınız. aslında siz hiç alışık değilsiniz böyle uyanmaya. hep onu çaldırdığı telefonun müziği uyandırır sizi. bu düşünceden uzaklaşmak için dikkatinizi yapılacak toplantıya verirsiniz. çünkü biraz sonra sinirli sekiz suratla karşılaşacaksınız.
arabadan inersiniz ve koşarak toplanyıya girersiniz ve söylenilenleri dinlediğiniz halde duymamış olduğunuzu fakedersiz.
akşam olur ve tekrar o bomboş eve gideceksiniz. onsuz olan o ve. taksinin camlarına vuran küçük su tanelerine bakarsınız işte sizin hayatınız da bundan ibarettir. taksiden inerken artık sendelersiniz. enerjisiz ve isteksizce kapıyı açarsınız. onun kokusunu hissedersiniz sanki o şu an yanınızdaymış gibi sanki sizden hiç ayrılmamış, sanki sizi hiç terk etmemiş gibi... kendinizi yatağa atarsınız ve hıçkırıklara boğulursunuz. ağlarsınız ağlarsınız, ağlayınca onun topraktan kalkıp sizi teselli edeceğini umarsınız. sonbaharın o haşin yağmurlarının arasından buğulu gözlerle yolunu beklersiniz...
güncel Önemli Başlıklar