bugün

nargile

Bir Tutkun'un Gözünden Nargile
Merhabalar! Size bugün tutkunu olduğum bir şeyden, nargileden bahsedeceğim; bildiğim kadarıyla. En basit açıklamasıyla nargile bir tütün içme aracı. Tabii ki bu nargileyi tanımlamak için yeterli değil. Nargile daha çok bir keyif, bir zevk aracı desek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Şimdi başlayalım nargileyi tanımaya (buradaki bilgileri bir kaynaktan almadığım için yanlışlıklar olabilir affola!). Kısaca bir kökenine bakacak olursak Asya'da doğmuş bir araç nargile Farsiler ve Araplar'dan biz Türklere geçmiş efendim. Türklere ulaşma tarihi kesin belli olmamakla beraber Osmanlı zamanlarına denk geldiği tahmin ediliyor.

Şimdi nargileyi kısaca tanıtmak ve fiziki yapısından bahsetmek istiyorum. Nargile 4 ana bölümden oluşuyor. Bunlar şişe, ser, lüle ve marpuç. Şişe kısmı tahmin edebileceğiniz üzere en altta çinde su dolu olan büyük kısım. Bu kısım filtre görevi görüyor. Ser kısmı nargilenin uzun demir kısmı. Bu kısmı ise marpucun, şişenin ve lülenin bağlantı noktaları olarak düşünebiliriz. Lüle kısmı en üstteki topraktan yapılmış, içinde tütün bulunan kısım. Üzerine kömür (köz) konulan kısım da burası aynı zamanda. Son olarak marpuç kısmı da sere bağlı olan ve bir ucundan hava çektiğiniz hortum oluyor.
Çalışma prensibine gelecek olursak eğer çok basit olduğunu söyleyebiliriz. Havayı marpuçtan çekince şişenin içindeki hava basıncı düşüyor. Böylece bir ucu lüleye bağlı olan kısımdan yanmış tütünün dumanıyla karışık hava buradaki hava basıncını tamamlıyor. Nargilenin sembolik sesi fokurtu ise lüleden gelen borunun ucunun, suyun içinde olması sayesinde oluşuyor. Duman önce sudan geçip sonra şişeye dolduğu için zararlı maddelerin bir kısmını su filtre etmiş oluyor. Özellikle sigarada bulunan katran nargilede yok denecek kadar az. Yine de bir çok zararlı madde barındırıyor nargile ve uzun süre içildiği için sigaradan zararlı olduğu söyleniyor. Bu noktada söyleyebilirim ki dozunu kaçırmamaya dikkat edilerek içilirse, sigara gibi zararlı değil; çünkü sürekli, hergün veya günün her vakti içilemiyor. Avantajı ise sigara gibi bağımlılık yapmıyor olması. Aksini düşünenler olsa da sigara gibi delice bir istek yaratmıyor insanda (Sigara içmiyorum ancak sigara içen birçok yakınımın sigara bulma çabalarına çok tanık oldum.). istenildiği zaman ara verilebiliyor veya bırakılabiliyor. Tabii bunlar benim şahsi deneyimlerimle söylediğim şeyler. Herkesin bünyesi farklı olduğu için takdir sizlerin. Zaten zararlı olan çoğu şey güzel değil midir sorarım size!

Bu kısımı da geçip nargilenin çeşitlerine geleyim biraz da. Benim bildiğim 3 çeşit nargile var: eskilerin kız nargilesi dediği bugün yaygın olan aromalı nargileler, sellum denilen lülenin üzerine aliminyum folyo konulmadan içilen sert aromalı bir çeşit tütün ve hakiki nargile yani eskiden beri içilen çeşit olan tömbeki. Her çeşidin ayrı bir lezzeti, ayrı bir yapım şekli hatta ayrı bir içme tarzı var. Aromalı nargileler yapması en basit, en hafif ve zengin çeşitleri olan bir nargile türü. Lüleye tütünü sıkmadan doldurup üzerine alüminyum folyo sarmanız yeterli. Hafif olması ve herkesin kolayca içilebilmesi sebebiyle eskiler bu çeşit nargileye kız nargilesi diyor. Şu aralar gerçekten en popüler olan nargile çeşidi olmasının sebebi bu hafifliğin yanında ticari sebepler yani yapması kolay ve ucuz dolayısıyla çok karlı. Kividen tutun da ananasa kadar pek çok çeşidi var aromalı nargilelerin ve bunları hemen her kafede bulabilmeniz mümkün. Sellumdan bahsedelim biraz da. Sellumun içeriğini tam olarak bilmesem de aromasız olduğu daha doğrusu acı bir tadının olduğunu söyleyebilirim. Tütünü narigle tütünü gibi çok cıvık olmamakla beraber yine de ıslak. Çok az bilinen bir nargile çeşidi aynı zamanda. iddia edebilirim ki gittiğiniz nargile kafelerde sorsanız 10 da 9 u büyük ihtimalle duymamıştır. Bunun sebebi tütününün az bulunan bir çeşit olması. Ayrıca bu çeşit tömbekiyle aromalı nargilenin arasında kalmış gibi. Hazırlanışı ise gayet basit; lülenin içini sıkmadan azar azar doldurulup servis ediliyor. Alüminyum folyo dahi yok. Ve son olarak tömbeki... Nargilenin hası eski nargile tutkunlarının göz bebeği... Bu çeşit, nargilenin atası olması sebebiyle yine yaygın; ama yeni nesil mekanlarda çok zor bulunuyor. Yapılması oldukça zahmetli ve ustalık gerektiriyor. Kısaca bahsedecek olursak alınan yaprak tütünler sıcak suda yıkanıp parçalanıyor. Bu işlem birkaç kez tekrarlanıp kaynar suya bırakılıyor tütün ve bekletiliyor. Bir çubuğun (yaklaşık olarak büyük bir çivi kadar) etrafında el ile sıkılıp parçalanmamış bir parça tütün sıkıca sarılıyor ve kurutuluyor. Tabii kıvamı tuturması gerçekten zor. Bu nargile aynı zamanda çok sert ve gerçekten alışık olamayanın içebileceği bir tür değil. Öyle ki hakkında şehir efsaneleri bile var, bir anda fazla çekip bayılanlar oluyormuş anlatılanlara göre. Bu nargileden aromalı tütünler gibi fazla duman çıkmıyor. Ayrıca çok kuvvetli ve uzun çekilmemesi gerekiyor, isteseniz de çekemiyorsunuz zaten. Tüm bunlar ve maliyetinin fazla olması sebebiyle kafeler bunu yapmaya yanaşmıyorlar. Eski köklü yerler ise kesinlikle tömbekiden vazgeçmiyor.

Bunlardan bahsettikten sonra benim için en önemli kısım olan nargile adabı ve kültürüne gelmek istiyorum. Maalesf ki nargile eski saygınlığını kaybetmiş durumda 12-13 yaşında çocuklar özenti yüzünden nargile içiyor ve paragöz insanlar bu çocuklara nargile satmaktan hiç de çekinmiyorlar. Maalesef popülerliği ve getirdiği kâr sebebiyle bu kafeler mantar gibi çoğalıyor ve nargile adabının sözü bile edilmiyor.
Bundan 15 -20 sene kadar önce nargileyi çoğunlukla 40-50 yaş ve üzerindeki insanlar kullandığı için büyüklerin yanında küçüklerin nargile içmesi ayıp sayılırmış. Şimdi ise gayet normal karşılanıyor. Bu kadar serzenişten sonra gelelim adaba. Öncelikle nargile telaşsız, acelesiz içilmelidir. Hızlı hızlı çekmek veya körükleyip fazla duman çıkarmak övünülecek bir şey olmadığı gibi görgüsüzlüktür. Nefes alma hızında çekilmeli ve sohbeti aksatmayacak bir hızda içilmelidir. Sonuçta bir keyif aracı nargile... "Ne biçim duman çıkardım behey!" diye nidalar atmak çok gereksiz ki bu en çok yapılan hata. Bu nargilenin çabuk bitmesine yani hemen yanmasına sebebiyet veriyor. ikinci olarak nargilenin içildiği bir ortamda sigaranın lafi bile edilmez ve kesinlikle közden sigara yakılmaz. Bu, en büyük görgüsüzlük olarak kabul edilir. O kadar ki eğer gittiğiniz yer eski bir yerse yaşlı bir garson amcadan ayarı yer oturursunuz. Nargilenin küllüğüne sigara külü atılmaması gerektiğini de es geçmeyelim. Nargilenin közüyle, orasıyla burasıyla zırt pırt oynanmaz. Az önce de bashettiğim gibi nargile sakin sakin içilir. Nargileyle habire oynarsanız, o nargileden hayır gelmez. Tabii buna lüleyi çıkarıp üflemek ve lüleye maşayla vurmak dahildir. Eğer közü tazelemek, temizlemek gerekiyorsa etrafa fazla kül saçılmamasına dikkat edilir. Nargile içilirken herkesin bir nargilesinin olması esastır. Ama kalabalık bir grupta herkes düzenli kullanmayıp içmek isteyebilir. Bu durum da odun gibi elden ele verilmez nargile. Masaya yaslanır veya üzerine bırakılır. Ayrıca uygulamasını pek görmemekle beraber marpucu birine çevirip masaya bırakırsanız ikram etmiş olursunuz ve edilen kişi sizi geri çevirmez. Önemli bir nokta da nargilenin iki dakikada bir el değiştirmemesi gerektiğidir. Belirli bir süre içilip öyle el değiştirmelidir. Mümkün olduğunca garsona "Benim nargilemi aç , közü değiştir!" denmez. Köz dağıtılır, içen nargilesini kendi ayarlar. Közcüye ufak bir bahşiş verilmesi de adettendir. Duman bir kimsenin suratına ya da masaya değil hafifçe aşağıya doğru bırakılır. Aksi ayıp karşılanabilir. Ayrıca bırak duman kendi çıksın. Dumanı hemen boşaltmak için üflemenin bir gereği yok. Nargile mümkün olduğunca oturanlarla aynı hizaya konmaz. Yüksekte de olmamalıdır, oturanlardan aşağıda olmalıdır. Rüzgarlı havalarda dışarıda içilmesi pek hoş değildir. Bu durum adaptan ziyade rüzgarlı havada içilen nargilen zevk vermemesi sebebiyle böyledir. Közünüz hemen yanar, dumanı düzgün çıkartamazsınız. Kısacası tadına varamazsınız nargilenin. Ayrıca nargile ağzınızı kurutacağından yanında ada çayı, elma çayı, çay veya Türk kahvesi tavsiye ederim. Kanımca bu kadar adaba uyup da nargileyle kola ya da votka-redbull içmek anlamsız olur. Ben kişisel olarak soğuk sudan yapılmış, bol köpüklü bir sade kahveyi hiçbir şeye değişmem. Son olarak da nargile yalnız başına pek tat vermez. Fazla da kalabalık olmadan 2-3 tane kafa dengi hoş sohbet arkadaşla içmek inanılmaz tat verecektir.

Yazımı burada sonlandırırken bütün bu yazdıklarımın yaşayıp gördüğüm şeylere ve bana bu tutkuyu miras bırakan rahmetli dedemin, amcamın ve babamın anlattıklarına dayandığını söylemeden geçmeyeyim. Yazdıklarımın tek kaynağı benim bu sebeple * Nargilenin zararlı olduğunu hatırlatır ve "Senin yüzünden nargileye başladık." tarzında suçlamaları kabul etmeyeceğimi bildiririm.

Denemek isteyenlere istanbul Beyazıt'ta bulunan Erenler Nargile'yi tavsiye ederim. Ankara'yı pek bilmesem de Marakesh Kafe'nin (Bilkent) nargilesinin de güzel olduğunu söyleyebilirim.

-Blogumdan bir parçadır.~http://nthundern.blogspot.com/~