bugün
- yigitzsche12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi17
- kurtlar vadisi pusu rezaleti10
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- aleyna tilki nin annesi12
- anın görüntüsü17
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı63
- sexting haram mıdır23
- assembly kodu14
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
emperyalizmin yok efendim kapitalist düzenin nimetlerinden diyip etiket basmak kolay.
ama neden?
hangi insan nasıl bir bakış açısıyla bir kaç harfi üzerinde taşımaktan gurur duyar?
en baştan bakmak lazım olaya, çocukluktan.
çocuklarda aşağı yukarı 6 yaşına kadar böyle bir merak, istek göremezsiniz. ancak giyim kuşamdaki görüntü farklılığını farkedebildiği ortamlara girerek sosyaleşmeye başladığı anda -ki bu ortam genellikle okul olur- daha pahalı olanı istediğini, daha pahalı olana özel bir ilgi duyduğunu size hissettirmeye başlar.
apartmanın önünde iki cocuk oyun oynarken kavga ediyor. kaan mustafa'yı iyice hırpalıyor.
baroya: n'oldu niye kavga ediyorsunuz?
kaan: ayakkabıma bastı.
mustafa: önce o benimkine bastı ama.
baroya: ee ödeşmişsiniz barışın artık. hadi kaan özür dile haksızsın.
kaan: hayır o dilesin.
baroya: niye oğlum? önce sen basmışsın.
kaan: ama benim ayakkabımda timsah resmi var cok pahalı.
çocuk bir şekilde ailesinden, etrafındaki birisinden lacoste markasını öğrenmiş ve anlaşılan o ki ayakkabısına zarar vermemesi yolunda sıkı sıkıya tembihlenmiş. buradan hareketle annenin bakış açısı: oynama o pis çocuklarla
oysa;
kirlenmek güzeldir
ilkokulda zaten artık marka ciddi ciddi konuşulan bir konu olur.
-halam bana bunu zara'dan aldı.
-benim de burberrys montum var örtmenim.
-bu ayakkabı tommy bak cizgilere.
ilk ergenlik ve ergenlik dönemini anlamak güç değil. kişilik kazanma, toplumda sevilme saygı görme yer edinme isteklerini cüzdan kalınlıklarıyla gercekleştirmeye calışan genclerimiz bi yere kadar anlaşılabilir.
ye kürküm ye
ama neden bu cocuklar, başka bir yolu değil de sırf görselliği, gösterişi, içi boş başakları tercih ediyorlar? aslında barbie bebeklerle, action manlerle büyüyen çocuklardan farklı bir davranış beklemek de biraz acımasızlık olur.
daha ileri bakalım. rol modellere. öğretmen, anne-baba, arkadaş.
üniversitede arkadaşlarla konuşuyoruz. laf giyim kuşamdan acıldı. öğretmenlikte okuyan bir bayan arkadaşımızın ağzından şöyle bir cümle döküldü:
-ya ben hiç bir zaman louis vitton canta alamayacaka mıyım yaa?
eminim bugünlerde öğrencilerine bakıp;
-aa kıza bak daha lisede ugg giymiş, diyordur.
şimdi bu öğretmenin etkileyeceği topluma, yetiştireceği çocukları bi hayal etmek lazım.
hangisi kaliteli?
ha bir de kaliteli toplum var, marka eşittir kalite diyenleri göz önünde tutacak olursak markalı toplum bizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltecektir.
yaşasın marka!
yaşasın kaliteli toplum!
ama neden?
hangi insan nasıl bir bakış açısıyla bir kaç harfi üzerinde taşımaktan gurur duyar?
en baştan bakmak lazım olaya, çocukluktan.
çocuklarda aşağı yukarı 6 yaşına kadar böyle bir merak, istek göremezsiniz. ancak giyim kuşamdaki görüntü farklılığını farkedebildiği ortamlara girerek sosyaleşmeye başladığı anda -ki bu ortam genellikle okul olur- daha pahalı olanı istediğini, daha pahalı olana özel bir ilgi duyduğunu size hissettirmeye başlar.
apartmanın önünde iki cocuk oyun oynarken kavga ediyor. kaan mustafa'yı iyice hırpalıyor.
baroya: n'oldu niye kavga ediyorsunuz?
kaan: ayakkabıma bastı.
mustafa: önce o benimkine bastı ama.
baroya: ee ödeşmişsiniz barışın artık. hadi kaan özür dile haksızsın.
kaan: hayır o dilesin.
baroya: niye oğlum? önce sen basmışsın.
kaan: ama benim ayakkabımda timsah resmi var cok pahalı.
çocuk bir şekilde ailesinden, etrafındaki birisinden lacoste markasını öğrenmiş ve anlaşılan o ki ayakkabısına zarar vermemesi yolunda sıkı sıkıya tembihlenmiş. buradan hareketle annenin bakış açısı: oynama o pis çocuklarla
oysa;
kirlenmek güzeldir
ilkokulda zaten artık marka ciddi ciddi konuşulan bir konu olur.
-halam bana bunu zara'dan aldı.
-benim de burberrys montum var örtmenim.
-bu ayakkabı tommy bak cizgilere.
ilk ergenlik ve ergenlik dönemini anlamak güç değil. kişilik kazanma, toplumda sevilme saygı görme yer edinme isteklerini cüzdan kalınlıklarıyla gercekleştirmeye calışan genclerimiz bi yere kadar anlaşılabilir.
ye kürküm ye
ama neden bu cocuklar, başka bir yolu değil de sırf görselliği, gösterişi, içi boş başakları tercih ediyorlar? aslında barbie bebeklerle, action manlerle büyüyen çocuklardan farklı bir davranış beklemek de biraz acımasızlık olur.
daha ileri bakalım. rol modellere. öğretmen, anne-baba, arkadaş.
üniversitede arkadaşlarla konuşuyoruz. laf giyim kuşamdan acıldı. öğretmenlikte okuyan bir bayan arkadaşımızın ağzından şöyle bir cümle döküldü:
-ya ben hiç bir zaman louis vitton canta alamayacaka mıyım yaa?
eminim bugünlerde öğrencilerine bakıp;
-aa kıza bak daha lisede ugg giymiş, diyordur.
şimdi bu öğretmenin etkileyeceği topluma, yetiştireceği çocukları bi hayal etmek lazım.
hangisi kaliteli?
ha bir de kaliteli toplum var, marka eşittir kalite diyenleri göz önünde tutacak olursak markalı toplum bizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltecektir.
yaşasın marka!
yaşasın kaliteli toplum!
güncel Önemli Başlıklar