bugün

17 ağustos efsaneleri

butun bunlar gercektir.

-bir hafta kadar bir sure, 17 agustos gecesine kadar her gece saat 3 te uyanmam -ki butun kutsal degerelr uzerine yemin ederim- annemin yanina gidip uyuyamadigimi soylemem. (sicaktan belki)

-deprem gecesi annemin evdeki tepsilerden birininin devrildigini duymasi ve ben zannedip beni dovmek uzere kalkmasi. o esnada depremin olmasi.

-deprem esnasinda evimizde elektriklerin olmasi. annemin cok severek aldigi dolabin kapinin onunu tikamasi.

-mutfak camindan balkona cikmak istedigimiz sirada mutfaktak camlardan birinin babamin elini kesmesi babamin 35-40 saniyede 3 defa bayilmasi ve ancak deprem bitince evden cikabilmemiz.

-sabah oldugunda eve girildiginde (beni gondermemislerdi) mutfagin her yaninin cam kiriklariyla dolu olmasi hatta bulasik makinasinin icindekilerin disari firlamis olmasi. buna ragmen hic birimizin ayaginin kesilmemesi. ( evden cikarken)

- kuzenimin olmeden once mahallede bulununan (kendisinin calistigi) fabrikanin salterlerini indirmesi ve buyuk bir yangini onlemesi. ve o fabriknin enkazinda kalmasi.

- kuzenimin enkazin hangi bolgesinde kaldiginin bulunamamasi ve dayisinin ruyasina " ben duradayim dayi gelin beni alin" demesi ve cenazenin ordan cikmasi.

- ve kuzenimin universiteyi kazandigi sene vefat etmesi.

- kocasini kaybeden bir kadinin gozlerindeki morlugun buyuklugu.

- 2 kisilik cadirda alti kisi kalmamiz ve depremden sonra gelen yagmurlarda sirilsiklam olmamiz.

daha aci gercekler:

- depremden bir hafta sonra memleketimden sakarya'dan ayrilmamiz. bambaska bir kultur oln aydin'a tasinmamiz.

- muhafazakar bir sehirden bambaska bir yerde kendimi kaybetmem.

- her iki tarafa da ait olamamam.

- arada kalmis bir birey olarak 3 senedir gitmedigim memleketimi hic ozlemiyor olmam.

- memleketime karsi kacmis olmamizdan oturu kendimi suclu hissetmem.