bugün

makyavel

iktidar kavramini temel alir, ona gore politikada amac iktidarin ele gecirilmesi ve korunmasidir. bu amacin otesinde daha yuce bir amac yoktur, yani politikanin ahlaka uygun olmasi gerektigini reddeder. makyavel poltik olgularla ahlaki olgulari birbirinden ayirmistir, erdemi ise politikada amaca bagli olarak dusunur.

makyavel`in dusuncesine gore ortada bir insan yigini vardir, bu insan yiginini derleyip toparlayani ise bir prens olarak dusunur. erdem politikanin amaclarina gore duzenlenir. bu noktadan sonra bir kez politik toplum kurulduktan sonra bu politik toplumun varligini surdurmeye yarayan seyler erdemdir.

modern devlet dusuncesinde malyavel`in iktidar kavramlastirmasi eksik kalmaktadir. bu eksiklikler iktidari prens ile baglantili olarak dusunmesidir, onun gozunde devlet prensin eylemleridir, modern devlet ise gayri sahsidir, eksiklik bu noktada ortaya cikmaktadir.

makyavel`in dusuncelerinde humanizmin etkisi de gorulur. humanizm; insanin merkeze alinmasi, her seyin merkezine insanin yerlestirilmesidir.

makyavel`de ikili donem vardir; ilki kurulus donemidir, devletin kurulusudur, bu da siddete baglidir, yani siddetin olmasi gerektigini savunur. diger donem ise cumhuriyet donemidir. makyavel guc politikasini savunmasina ragmen, cumhuriyete inanmaktadir. siddetle saglanan bir kurulustan sonra gerceklestirilecek ikinci olgu cumhuriyet olgusudur.

sunu da belirtmek gerekir ki makyavel`de ahlak onemsiz degildir, sadece politika soz konusu oldugunda ahlak ikinci oneme sahiptir.