bugün

sinovac mı biontech mı

şarküteriden peynir sucuk alırken veya et alırken ya da manavdan karpuz alırken denenmiş güvenilir olduğu test edilmiş ürün-satıcı tercih etmek en akıllıca.

aşılar özelinde olaya yaklaşmak gerekirse...
aslında aşılar tedavi amaçlı düşünülmez.
aşılama işlemini hastalıkları önleyici sağlık hizmeti desek yanlış olmaz. burada antikor konusuna değinmiyorum ki; asıl etken burada t hücresi olup bu konuya değinmek lazım da; entry uzar, kimse okumaz.

klasik aşı yöntemi üretimi olan çin (inaktif aşılar) sağlıklı bireyler en akıllıca seçim.
mrna aşılar için ise "şu an bilim insanları zar atıyor" desek yanlış olmaz.
özellikle mrna aşı çalışmalarına katkı veren destekleyen biologics danışmanlık firması'nın başkanı ve fda aşı araştırmaları ve denetimi birimi'nin eski başkanı norman baylor "büyük soru şudur: enflamasyona neden olmadan vücut içerisine nasıl gireceksiniz?
savunma sisteminin kandırmaya çalışmak her zaman bir endişe kaynağıdır - ki aşıların yaptığı da budur. bu sırada istemediğiniz yan etkiler oluşabilir. savunma sistemi inanılmaz karmaşıktır ve kişiden kişiye değişebilir" söylemini de hatırlamak gerek.

mrna aşıların artık enflamasyon etkisi şehir efsanesi, gereksiz korku, boş kuruntu olmadığı resmi olarak aşıların üzerine uyarıcı olarak yazılıyor, aşı olanlara da bildiriliyor.
burada kalp ve damar hastalıkları riski taşıyan-hastası olan, savunma sistemleri zayıf olup devamlı enfeksiyon riski taşıyan insanlara gerekli uyarılar bizde yapılmasa da yapılan ülkeler bilim insanları var.
bakınız vermeye gerek yok.

asıl büyük tehlike ileride bu mrna aşılar yüzünden olası bir disfonksiyon riskleri ki gelişme çağında ve çocuklarda bu çok büyük bir bilinmezlilik.
bunun için mrna aşılar çocuklara yapılmıyor.

mrna aşısı vücudumuzda otoimmün diyebileceğimiz tepkiye de neden oluyor. otoimmün durum; bağışıklılık sistemi yanlışlıkla vücudun normal dokularına saldırması.
mrna aşısı olduğunuzda aşıyı alan kas hücrelerinin bir kısmını savunma sisteminiz öldürür. aşı olduğunuz noktada ki enflamasyon bu yüzdendir. sanki kola bir darbe kas ezilmesi çürümesi gibi bir durum yaşanır.
aslında olan mrna aşısı ile aktarılan rna, hücre içinde s proteininin prefusion halini sentezler ve hücre yüzeyine yerleşir. hücre yüzeyinde geçici kalsa da bu kas hücreleri geçici olarak apc (antijen sunan hücre) görevi görür ve s kılıf proteinine karşı bağışıklık oluşturur. aktive olan bağışıklık hücreleri s proteinini gördüğü hücre ve virüslere saldırır.
savunma sistemi normal dokulara mrna aşı tetiklemesi ile saldırır.

kısacası onlarca yıl sürecek bir aşamayı değil de daha hızlı ve sentetik şekilde üretilebilecek bir aşıya ilaç kartellerinin ilk tercihi olması anlaşılabilir.
daha hızlı, daha az maliyet daha çok üretim daha çok kar payını kim ret edebilir?

ama şahsen ben klasikçiyim.
en iyi ve en kısa yol bildiğim yoldur.
sinovac mı, türkovac mı kılovac mı tüyovac mı adı ne olursa olsun, denenmişi denemek lazım.
adını bilmediğim sucuğa para vermem, apikoğlu'ndan şaşmam abi.

unutmadan; bazı geri zekalılar veya anlama özürlü olup idrak yolları enfeksiyonu yaşayanlar konuyu aşı karşıtlığı olarak algılamasın.