bugün

sakarya meydan muharebesinin 100 üncü yıldönümü

türk tarihinin dönüm noktası olan varolma mücadelemizin 100. yıldönümü.
kutlu olsun...

bugün 23 ağustos...
bugün günlerden sakarya...

sakarya meydan muharebesi aslında 10 temmuz 1921'de başlayan yunan büyük taarruzunun son evresidir.

10 temmuz'da başlayan yunan taarruzu neticesinde, büyük türk milleti sakarya nehri'nin doğusuna çekilmiş ve burada tutunmaya çalışmıştır.

sakarya artık türk milleti'nin son direnç noktasıdır.

sevgili gençler, 1697 yılında sırbistan'daki tisa nehri kenarında yaşadığımız zenta bozgunu ile başlayan geri çekilmişimiz, anadolu'nun ortasındaki sakarya nehri kenarına kadar sürmüştü.
(bkz: zenta muharebesi/#43884796)

bir millet, iki nehir ve aradan geçen 224 sene...
görsel

yukarıdaki haritaya bakıp bir süre düşünürseniz, 2 nehir arasında 224 sene süren yüzlerce kilometrelik geri çekilişte milyonlarca insanın yaşadığı acıları, çaresizlikleri, yoksulluğu ve geri kalmışlığı anlayabilir, sakarya zaferinin büyüklüğünü idrak edebilirsiniz...

evet, sakarya bizim son direnç noktamızdı.
birkaç gün önce yunan taarruzu neticesinde kütahya-eskişehir muharebeleri kaybedilmişti.
yunan ordusunun mutlak hedefi ankara'ydı.
yunan orduları başkomutanı general papulas'ın tek hayali "ankara fatihi" ünvanını almaktı.
yunan ordusunun kolordularından birine de kral konstantin'in kardeşi prens andrea'ydı.
prens andrea, britanya kraliçesi 2. elizabeth'in geçtiğimiz günlerde vefat eden eşi, edinburgh dükü philip'in babasıdır.
(bkz: prens charles in dedesinin sakarya da savaşması)

sakarya nehri son direnç noktamızdı, ve bu direnç noktalarımızın bazı siklet merkezleri vardı.
kuzeyden güneye doğru; duatepe, kartaltepe, karadağ, yıldız tepe, çaldağ, türbe tepe ve mangal dağı...
görsel

kütahya-eskişehir muharebelerini kazanmış yunan ordusu, türk ordusundan hem sayıca, hem silah, araç, gereç ve mühimmat olarak üstün durumdaydı.
yunan ordusu 23 ağustos sabahı, sakarya'nın doğusundaki bu direnç merkezlerine 2 koldan saldırmaya başladı.

yunan ordusunun bir kısmı batı yönünden duatepe ve kartaltepe mevzilerimize, yani polatlı'ya saldırıyordu, ama asıl saldırı güneybatı yönünden çaldağı-türbetepe-mangal dağı mevzilerimize olacaktı.
görsel

güneybatı yönünden yapılan şiddetli taarruz bir kuşatma taarruzuydu.
buraya yapılan taarruzlar balyoz etkisindeydi.
ordumuz birkaç gün dayandı, lakin çaldağı düştü.

bu arada batı yönünden saldıran yunan kuvvetleri de duatepe, karadağ ve kartal tepe mevzilerini düşürmüşlerdi.

türkler polatlı'yı terk ediyordu.

yunan ordusu zafer kutluyordu.
tarih 2 eylül 1921'di...

türk savunmasını sadece 10 günde yarmışlardı, ankara yolu açılmış, mustafa kemal kaçmıştı. tabi bu yunanların düşüncesiydi.

3 eylül 1921'de general papulas, ankara fatihi(!) ünvanını almaya çok yakın bir şekilde genel taarruz emrini verdi.
lakin birkaç saat sonra gelen haberle çılgına dünmüştü.

zira kaçtı zannettikleri mustafa kemal, dünya savaş tarihine geçecek şu cephe emrini vermişti;
"hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. o satıh, bütün vatandır. vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz..."

yunanların dağıldı zannettikleri türk ordusu, kaybettiği mevzilerin sadece 1-2 kilometre ötesinde yeniden mevzilenmiş, savunma pozisyonu almışlardı.

papulas karargahını mangal dağı'na taşımış, muharebenin ne yönde seyredeceğini merak ediyordu.
yunan kuvvetleri yeniden şiddetli taarruza geçtiler.
türk ordusunun yeni savunma hatları da birer birer düşüyordu, gelen haberler papulas'ı son derece memnun etmişti, lakin papulas'ın bulunduğu mangal dağı eteklerinin hemen birkaç kilometre yanıbaşındaki türbe tepe yeniden türklerin eline geçmişti.
mevzilerinden sökülen türkler birkaç kilometre daha çekilip yeniden savunma hattı oluşturmuşlardı. bir gün sonra türbe tepe yeniden yunanlara geçti.

türbe tepe 22 gün süren bu muharebe sırasında tam 8 defa el değiştirecekti...

türklerin bu şekilde geri çekilip yeni savunma hatları kurması, yunan ordusunun moralini iyice bozmuştu.

yunan ordusu adım adım zafere yürüyordu, ama papulas bu durumdan hiç memnun değildi. ankara bir adım mesafedeydi ama netice gecikiyordu.
ve papulas 9 eylül'de bir cephe emri vererek yunan kuvvetlerini bir merkezde toplayarak hücum etme kararı verdi.

mustafa kemal paşa yunan ordusunun maksadını anlayarak 10 eylül'de karşı hamle yaptı.
ortada toplanan yunan ordusun karşısına topladığı kuvvetlerle taarruz emrini verdi...
görsel

tam 224 yıl sonra, türk ordusu artık taarruz ediyordu...
tisa nehrinde başlayan geri çekiliş, sakarya nehrinde sona ermişti.

mevzilerinden günlerdir tek tek söküp attıkları türk askerlerinin kendilerine karşı taarruza geçtiğini görmek yunan ordusunun tüm moralini çökertmişti.
morali çöken yunan ordusunun başkomutanı papulas ise çok şanslıydı.
türk süvari komutanı fahrettin altay'ın elinden kılpayı kurtulmayı başarmış beylik köprü yönüne doğru kaçmaya başlamıştı.

yunan ordusu için artık kaçma vaktiydi. küçük asya macerasının sonunun başlangıcı hasıl olmuştu.

12 eylül 1921'de türk ordusu mangal dağı'nı da geri alarak savaşı fiilen bitirdi...
görsel

ertesi gün, 13 eylül'de ise sakarya nehrinin doğusunda tek bir yunan askeri kalmamış, savaş sona ermişti...

*************************************

Bugün itibariyle 100. yılını idrak ettiğimiz sakarya meydan muharebesini kısaca anlatmaya çalıştım.

şimdi, 100. yılında olduğumuz ve tarihimiz açısından en önemli viraj olan bu muharebelerin geçtiği yerlerin durumundan bahsedelim biraz...

ne yazık ki bizim son direnç merkezimiz olan sakarya meydan muharebesinin geçtiği alanlar, savunma mevzilerimiz, anıtlarımızın durumu iç acıtıcı boyutlarda.

polatlı'da sakarya savaşı müzesi var. kent merkezinin yanıbaşında bir tepede.
malesef son derece bakımsız durumda.
yine zaferin kazanıldığı mangal dağı, çal dağı, türbe tepe aynı şekilde.
siperlerimiz yok olmakla yüz yüze.
buralarda pek çok şehit mezarı var. hepsi de bakımsız, kaybolmaya yüz tutmuş durumda.
görsel
görsel
görsel

hatta ve hatta siperlerimizin hemen yanıbaşında faaliyet gösteren bir taş ocağı var;
görsel
görsel

oysa ki burası da çanakkale gibi, dumlupınar gibi milli park yapılabilir ve küçük bir bütçe ile gelecek nesillere anlatılacak büyük destana ev sahipliği yapabilir.

sevgili arkadaşlar. bugün sakarya muharebelerinin başlangıcının 100. yılındayız.
ama devlet ne yazık ki bunu zerre önemsemiyor.

bakınız devletin resmi haber ajansı, 26 ağustos için malazgirt'in yıldönümü kutlamaları hazırlıklarının haberini yapmış.
görsel

ahlat ve malazgirt'te hazırlıklar tamammış, "ihtişamlı" bir şekilde kutlama yapılacakmış.

peki ya polatlı'da, haymana'da ne yaptınız? tek bir çadır bile kurmadınız, kutlama da yapmadınız, anma da...
aynı şekilde malazgirt ile aynı gün olan büyük taarruz ve dumlupınar zaferi için de bir hazırlık yok.

gönül ister ki hem sakarya'yı, hem 30 ağustos'u, hem malazgirt'i 3'ünü birden ihtişamlı bir şekilde kutlayalım.
ama parti-devlet şu an malazgirt'i sahiplenip, sakarya ve dumlupınar'ı kaderine terk etmeyi seçiyor. neden bu bilinçsizlik?
neyin düşmanlığı bu?

sakarya olmasaydı, dumlupınar olmasaydı bugün siz malazgirt zaferinin yıldönümünü ihtişamlı bir şekilde kutlayabilir miydiniz???

kime düşmanlık ediyor, kimin tarihini yok sayıyorsunuz???

#tarih