bugün

15 mayıs 1919 izmir in işgali

zito bağır seyfi...zito bağır...

diye tembihliyordu heyecanla yanında koşturan oğluna.
korkuyordu...
köpekler gibi korkuyordu bir kaza kurşununa kurban gitmekten.
öyle kahpeydi ki, oğlu seyfi'yi bile gerekirse ölüme terk ederdi kendi canını kurtarmak için...

hainliğin, yavşaklığın, kahpeliğin vücut bulmuş haliydi resmen.

yürüyen bir mikroptu...

15 mayıs 1919 sabahı bir yaygara kopmuştu kordonda...
görsel

aslında günler öncesinden belli olan yunan işgali, planladıkları gibi gerçekleşmemiş, hasan tahsin adındaki bir türk genci kutsal vatan toprağını çiğneyen işgalcilere ilk kurşunu sıkarak tam 3.5 sene sürecek ve yine aynı yerde bitecek olan milli mücadeleyi başlatmıştı...

işte bu yürüyen mikrop bu yüzden telaşa düşmüştü...

"zito bağır seyfi" dedikçe, seyfi; "zito Elefterios...zito venizelos..." diye bağırıyordu...

önceden öğretmişti bunları oğlu seyfi'ye...

yunan işgal komutanı kordon'a ayak bastığında işaret verecek, oğlu seyfi ve arkadaşları hep bir ağızdan "zito Elefterios...,zito venizelos" diye bağırıp alkış tutacaklardı...

ama genç bir gazetecinin vatansever duyguları ile yaptığı hamle, bu adice planlanmış yalakalık kumpanyasını tarihe gömmüştü.

şimdi çıkan kargaşada canını kurtarma derdine düşmüştü yürüyen mikrop...

nihayet yunan konsolosluğunun kapısına varmış, kendisini can havliyle içeri atmıştı...

konsolosluğa girer girmez türklere küfretmeye başladı.

yunan konsolosu ve işgal komutanı ondan önce varmışlardı konsolosluk binasına.

"ben size geceleyin maşatlığı basın demiştim" diye sitem etti onlara.

işgalden bir gece önce vatansever türk gençlerinin maşatlık tepesindeki yahudi mezarlığında toplanacağını öğrenmiş, bu bilgiyi derhal yunan konsolosluğuna ve ingiliz amiraline ispiyonlamıştı...

dediğim gibi, yürüyen bir mikroptu.

yaptıkları ile ingilizleri ve yunanları bile şaşırtıyordu.
isteseler de, kendileri atasalar da böyle bir vali atayamazlardı izmir'e...

işte bu yürüyen mikrop, izmir valisi kambur izzet'ti...
görsel

kambur izzet...yahut tam adıyla kambur ahmet izzet bey...

15 mayıs 1919'da izmir'in yunanlar tarafından işgali sırasında izmir valisi olan bu yürüyen mikrop, işgalden 2 gün önce haberdar olmasına rağmen, işgale direnecek gençleri oyalamış, onlara izmir'in işgal edilmeyeceği garantisini vermiş ve izmir'in işgali sırasında herhangi bir direniş olmamasını sağlamıştır.

sadece bununla da sınırlı kalmamış, kolordu komutanı nurettin paşa'nın azledilmesini sağlamış, onun yerine en az kendisi kadar hain olan ali nadir paşa'nın atanmasını sağlamıştı...
görsel

ali nadir paşa, tarihe izmir'i düşmana tek kurşun atmadan teslim eden paşa olarak geçecekti.

kurşun atmadan şehir teslim etmeyi, selanik'te kurmay subaylığını yaptığı bir başka şerefsiz olan hasan tahsin paşa'dan öğrenmişti...

1912'de tek kurşun atmadan selanik'i yunanlara teslim eden ali nadir paşa, 7 sene sonra bu kez izmir'i tek kurşun atmadan teslim edecekti...

izmir ve selanik her yönden birbirlerine çok benzerler...

selanik'i tek kurşun atmadan teslim eden hasan tahsin paşa'ydı.
izmir'i teslim eden ise onun yardımcısı.

ama izmir'de ilk kurşunu sıkan gencin adı da hasan tahsin'di...
görsel

vatan haini kambur izzet verdiği hizmetlerden ötürü "anoteron taksiaris" nişanı ile ödüllendirildi.
vatan hainliğini o kadar benimsemişti ki, 1920 yılında öldüğünde göğsünde yunan nişanı takılıydı...

ali nadir paşa ise yaptıklarının hesabını vermemek için yurtdışına kaçtı, vatan haini ilan edildi ve 1924 senesinde bir vatan haini olarak mısır'da öldü...

izmir'in işgalinin 102. yıldönümünde bu sene vatan hainlerinin gözünden aktarmak istedim olan biteni...
vatanını satanları iyi tanımamız lazım gelir ki yeniden aynı hatalara düşmeyelim...

#tarih