bugün

fantastik bir rüya görmek

aslında fantastik değil. ama gerek atmosferiyle, gerek de konseptiyle bu adı layık gördüğüm uber ötesi bir rüyadır.

öncelikle şunu belirtmeliyim; bu bahsettiğim mekâna nasıl geldim, ya da hangi amaçla geldim hatırlamıyorum. hatırladığım tek bir şey var, sadece o an. bu entry'de o anı okuyacaksınız. hatta size tavsiyem, okurken de beyninizde mekânın tasarımını yapın. elbette benim gibi hissetmezsiniz, ama etkilenebilirsiniz.

evet gelelim rüyaya. devasa bir deniz üstü köprüsü var. tarz, boğaziçi köprüsü. fakat ondan kat kat daha büyük bir köprü. yanımda da küçük bir erkek çocuğu. köprüden geçiyoruz. hava şartları da o ana özel ki, oldukça lodosluydu ve sisliydi. altımızdaki denizi zar zor görebiliyorduk. sanki uçurumun üstüne köprü konulmuş gibiydi. geçmeye devam ediyoruz, biraz ilerledikten sonra köprünün bağlantılarının sağlandığı kalın, uzun bir demir halat var biliyorsunuz. ne hikmettir ki, o halat köprünün tabanından bağlanmış. her neyse, dikkatli falan geçtim derken, yanımda ki çocuk o halata takılıp aşağı düşmesin mi? lan ciddiyim, çocuk takıldı ve köprüden aşağı denizin serin sularına doğru düştü. okurken çok basit geliyor değil mi? gelmeye devam etsin, çünkü her rüya kişiye özel. bununla da bitmedi. tutamadım lan çocuğu. dikkat et dememle kalmayıp çocuk uçtu aşağı.

ağlıyorum, ne yapacağım ben? bir çocuğa sahip olamadım vs kahroluşlara girerken, eve doğru gidip çocuğun babasına bu durumdan bahsetmem gerekiyor. çünkü ne hikmettir ki babası onu bana emanet etmişti. artık ne için emanet etti bilinmez. babasının yanına vardım. babası direk sordu zaten, çocuğum nerede? diye. neler olduğunu soğuk kanlılıkla anlattım. anlattıktan sonra adam çok enteresan bir şekilde sakin kalmayı başarıyordu. ben dayak yerim, en kötü geberip giderdim diye düşünüyordum. adam sakinlikle karşıladı. plan yapmaya başladık birlikte, bu çocuğu nasıl oradan kurtarabiliriz şeklinde. rüya ya işte, o çocuğun denizin derin ve serin sularında geberip gideceğini nereden kestirebileceğiz? her neyse, plan falan yapıyoruz derken uyanıverdim. ve içimden dedim ki; iyi ki de rüyaymış.

bu rüya bu kadardı. bilirsiniz, benim için oldukça ilginç ve etkileyici gördüğüm rüyaları buraya yazıp aktarmaya çalışıyorum. saçma sapan analiz ettirip tabir dilenmek gibi bir niyetim yok. sadece içimi dökmek istedim o kadar.

tünaydın!