bugün

iki şehrin hikayesi

“Lucie” dedi.” Benim gibi ayyaş, ahlaksız, hiçbir işe yaramaz bir erkeğin aşkına karşılık verebilseydiniz. Beni sevebilseydiniz lucie. Fakat iyi ki sevmiyorsunuz. Çünkü ben size acı ve üzüntüden başka bir şey veremezdim. Sizi üzüntüyle hasta eder, mahvolmanıza sebep olurdum. Benim yüzümden rezil olur, Benimle birlikte çamurlarda sürünürdünüz. Onun için benim gibi birini sevmeyeceğinizd memnunum. Değil sevmek, benden hoşlanmıyorsunuz bile. Sevgi dilendiğimi zannetmeyin. Aşkıma karşılık vermediğiniz ve üzülmenize sebep olmadığım için seviniyorum. Beni sevseydiniz herhalde mutluluktan ölürdüm ama sevmiyorsunuz diye de mutluyum.”

“... ömrümün sonuna kadar bu dakikaları hatırlayacağım. Hatta bu iğrenç yaşayışıma devam ederken kendi kendime ‘lucie’ye kalbimi açtığım gün bana acımıştı.’ Diyeceğim. O günlerde daha bu kadar düşmemiştim. Onun için benden tiksinmiş, bana merhametli davranmıştı.”

“Çünkü gitgide düşeceğimi biliyorum.”