bugün

bir arkadaşa yapılabilecek en pis şaka

eşek şakaları konusunda uzman bir jürinin, dünyanın dört bir yanından gelen aday piçlikleri, bir hafta boyunca bir otel odasına kapanıp tartıştığı ve birinciyi karara bağladıkları bir yarışma değildir.. red bull falan sponsor olmaz..
dolayısıyla 'en pis'ini bulmamız söz konusu değildir bu şakanın.. ama baya iddialılarından birini biz bir arkadaşa yapmıştık, zaten bütün bu girizgah da bunu anlatmaya zemin olsun diyeydi..

lise 1 zamanları felan.. bu herif en yenisinden bir telefon edinmiş.. modelini falan hatırlamıyorum ama artist bişi, gözü gibi bakıyor telefonuna.. çaldığı zaman eskir diye telefonunu kapatıyor manyak, düşünün o derece.. bizim elimize de, o sıralar etraftaki her manasız nesneyi ''bi işimize yarar olm'' düsturuyla aşırdığımızdan olacak, hasbelkader bir telefoncudan, bu herifin telefonunun aynısının makedi geçmiş.. bi puştluk yapacağız ama daha kararlaştıramıyoruz ne olduğunu, ondan bu herife göstermedik makedi.. sonunda aklımıza bir şey geldi..
teatral bir insan olduğumdan işin aktörlük kısmına ben soyundum.. kadıköy sahlinde, denize nazır duruyoruz, eve dönerken muhabbet ediyoruz..

ben/ lan murat bi telefonunu versene annem ara diye mesaj atmış derste..
murat/ olm kendi telefonundan arasana ya.. sarsak adamsın şimdi düşürücen aleti..
ben/ abi şarjım bitmiş hadi lan önemli demiş kadın..
murat/ e mert'ten, deniz'den felan ara..
ben/ lan kontörleri yok olm hadi ye götüme mi sokçam telefonunu ver iki dakka..
murat/ hay amına koym al.. düşürürsen baban öder..
ben/ kes..

aldık aleti, o sırada da bu herifi bir-iki saniye lafa tuttular, değiştirdim maketle cebe koydum bu hıyarın telefonunu.. elimde maketle, telefon bunun görmediği kulakta olacak şekilde annemi aradım sözde, konuşmaya başladım..
ilk başta kulaklarıma inanamıyormuş gibi yaptım duyduklarım karşısında.. ''ne diyorsun anne sen!..'' ler kullandım çok, gözlerimi fal taşı gibi açtım felan.. bu mal da merakla bana bakıyor ne haber aldım diye.. tam o anda nefis bir pasaj sundum izleyicilere gözüm doldu.. yumuşak bir ''tamam anne geliyorum hemen..'' le bitirdim konuşmayı, ve sonrasında da bir ''hayyıııııııırrrrr!!...'' çığlığı ile öfke patlaması yaşadım ve makedi denize fırlattım.. murat daha olayın şokuna bile vakıf olmadan da aldığım hayali haberi aktardım ona:
''dayım ölmüş abi.. neden hep iyi insanların başına gelir böyle şeyler neden!?..''

haha.. bir insanın suratı aynı salisede kaç duyguyu yansıtabilir o an tecrübe ettim.. herif telefonunun gittiği gerçeğini sindirmeye çalışıyor, benden nefret ediyor, öte yandan bana acıyor, iyi bir arkadaş olarak teselli etmesi gerekiyor, diğer bir yandan telefonu gitti lan, bana bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor, söylemek istediği için kendini ayıplıyor falan.. duygu yoğunluğundan bayılacaktı adam oracıkta..
o saniyede rolümü abarttım fenalaştım falan.. diğer arkadaşlar yanıma falan koştu yalandan, birinin murat'a ''lan olm sik gibi durma ambulansı falan ara benim kontörüm yok..'' demesi ve murat'ın ''a-abi arayamam be-benim telefonu attı ya.. gitti ya.. off..'' demesi bardağı taşıran son damla oldu.. güldük, anlattık sonra bu bizi dövdü falan..

haha.. lan sakın acımayın ibneye.. bu herif 1 ytl borç için bizi evimize kadar takip eden bir adam.. hatta bir keresinde de yanımıza bilerek para almamıştık da 10 kişi yemeğe çıkmıştık büfede, bütün hesap zoraki buna girmişti yoksa skçekler bizi.. adam bütün ay 10 kişinin peşinden koştu taksit taksit verdik paraları..
oh olsun göte..