bugün

kedi

Hırıltısını duydugunuz ilk zamanlarda rahatsızlık hissedersiniz, ters giden bir şeylerin oldugunu sanarsınız. sonra anlarsınız ki bu hırıltı onun huzurlu oldugunun bir çeşit dışavurumudur. dinledikçe somut bi şekilde ona iyi baktığınızı ve sevginizi hissettiğini görürsünüz. hatta onunla birlikte hırlar olmayı dilersiniz onun duydugu huzuru deneyimlemeyi istemek gibi. bütün o tırmaklamalarına, canınızı acıtmasına ragmen bir daha sevmek istersiniz bir daha ve bir daha. küçükken sevmeme ragmen simdi bir türlü kendimi yakın hissedemedigim kedi hayvanı hep sevilmek ister ve eger sevilmiyorsa bunu hemen anlar.bakıslarından kolaylıkla sizi sevmedigini anlayabilirsiniz. çocuklugumda herkes tarafından el bebek gül bebek diye sevilirken, ben kediyi severdim.o da salına salına gelip kucagıma oturup hırıltısını sunardı bana.bi beklentim yoktu, sadece bu hırıltıyı duymak için bile sevebilirdim onu.büyüdükçe çevremdekiler tarafından daha farklı sevilme tepkileri görünce,yani benden beklentileri oldugunu anlamaya başlayınca (nerde o kucağa alınıp sarmalanarak sarmas dolaş öpülmeler) ben de az sever oldum kediyi. uzaktan, bakaraktan, anlatarak sevdim sadece, bu da ona yetmedi ve aramız acıldı.hala da acık...