bugün

sözlük yazarlarının itirafları

bazı şeyler yolunda değil. yani çok sevdiğim ve hali hazırda kullandığım tabiriyle; “yolunda olmayan bir şeyler var.” içime bir huzursuzluk, bi tatsızlık çöktü, bi hafakanlar bastı yine anasını satayım ya… bi hayatım yok. bir boks ringinin ortasında meydan malı olmuşum. arzularım bir yandan, inançlarım bir yandan, zayıflıklarım bir yandan, tembelliğim bir yandan, gamsızlığım bir yandan, vicdanım bir yandan… beni şamar oğlanına çevirdiler! gavura vurur gibi vuruyorlar, resmen orospuları oldum onların lanet olsun ya! bir insan, kendine karşı ne kadar acımasız olabilir? bir insanın içinde yaptığı harp, ne kadar şiddetli olabilir? bu kadar da olmaz, savaşın da bir adabı var!

ulan bi de bu sorunları böyle ortaya döküp konuşmasak içimize dert, konuşsak “sököcö döprösöf önsön” oluyoruz ben bi bok anlamıyorum. ama çok haklısınız çünkü mutlu bir insan çevresindekileri mutlu yapamaz ama mutsuz bir insan çevresindekileri mutsuz yapabilir. eğer bu saçma geldiyse, mutsuz olduğunuz bir an yanınıza gelip neşeli neşeli “neyin var, neden mutsuzsun?” diyen bir arkadaşınızın ne kadar faydasız bir teselli çabası içinde olduğunu hatırlayın. onun o an mutlu ve neşeli olması sizin mutsuzluğunuzu gideremez ama siz o mutsuz halinizle onun neşesini kaçırabilirsiniz. %99 bu böyledir, mutsuzluğun gücünü görün! bakın siz mutsuz insanları küçümseyip aşağılıyorsunuz, onlardan olabildiğince uzak durmaya çalışıyorsunuz, (ki çok doğru yapıyorsunuz çünkü onlardan korkmalısınız, zira onların hiçbir şeyden korkuları yoktur ve en korkulacak insanlar korkacak bir şeyleri olmayan insanlardır,) ama onlarla uğraşmayın, onlara laf atmayın! bırakın kendi mutsuzluklarında kalsınlar. siz onlarla uğraşmayarak o sefil mutluluğunuzdan bir şey kaybetmezsiniz ama onları aşağılayarak canlarını yakabilirsiniz. belki de yakamazsınız. ama yine de yapmak haddinize değil. değil ulan!



+yolunda olmayan bir şeyler var.

-ne lazım?

+bilmiyorum. ama bir hayvana dönüşebilirsem belki neşeli hissedebilirim en azından. galiba.

-nası yeani?

+bak şimdi şu dünyada neşeli neşeli dolaşabilen kimi gördüysem hassasiyetlerini kaybetmiş. ya da bilmiyorum, belki bana öyle geliyordur. ama onlara bir bak! hiçbir şeyi kafaya takmıyorlar… kafaya takılacak bunca şey varken bu kadar tasasız olmak nasıl mümkün olabilir? bir insanı biyolojik olmayarak hayvanlardan ayıran özelliği düşünebilme yeteneğiyse, biyolojik olarak hayvanlardan pek bir farkı olmayan ve düşünmeyen bir insanı insan yapan ne özelliği kalır? homo sapiens olmaktan bahsetmiyorum ulan! insan olmaktan bahsediyorum, insan!

-tamam. o zaman bana şunu söyle: Bu kadar kafaya takacak ne var? neymiş bakalım seni insan olmakla şereflendiren o hikmetli dertler? söyle biz de bilelim.

+bak şimdi insan dediğin illa mutsuz olacak, illa da neşesiz olacak demiyorum. insan dediğin mutlaka dert eder diyorum, mutlaka bir düşünmelidir, mutlaka kafaya taktığı bir şeyler olmalıdır, ama maddi şeyler değil bak, iyi anla: daha derin ve önemli şeyleri kastediyorum, yani ne olursa olsun, gülümserken içinde bir yerde bir burukluk hissetmelidir, içinde bir yerlerdeki bir kuyuya hapsolmuş çıkamayan hayali bir klonunun olması gerekir, aksi olamaz diyorum, insan dediğin böyle bir dünyada mutlak mutluluğa kavuşamaz diyorum! homo sapiyens olmaktan bahsetmiyorum, insan olmak diyorum!

-yani insan olan herkesin bir homo sapiens olduğunu ama homo sapiens olan herkesin bir insan olmadığını mı söylüyorsun?…

+bak şimdi bu hayatta sadece gülüşüp koşuşmakla, itişip kakışmakla bir halt olmaz diyorum, homo sapiens doğmak kolaydır ama insan olmak zordur diyorum, bilmiyorum belki de yine saçmalıyorum ama insan dediğin istese de istemese de saçmalamaya mahkumdur diyorum!

-boş konuşuyorsun. sen konuşmasan daha iyi. azıcık bi sussana.
güncel Önemli Başlıklar