bugün

edilmis en guzel iltifat

kesinlikle ve kesinlikle; benden bu kadar (bkz: as good as it gets) filminde; yazar melvin (bkz: jack nicholson)'in garson carol (bkz: helen hunt)'a ettiği, birbirini tamamlayan 2 iltifattır;

varan 1:
-------
m: Benim şeyim var, neyim? Rahatsızlığım. Ve doktorum; bir psikolog. Yani şu sürekli gittiğim. Vakaların %50 ya da 60'ında hapların gerçekten işe yaradığını söylüyor. Haplardan nefret ediyorum. Çok tehlikeli şeyler haplar. "Nefret".
"Nefret" kelimesini haplar için kullanıyorum.
iltifatım şu; bana o gece gelip "asla"* dediğin zaman...Yani, sen de oradaydın, biliyorsun ne söylediğini...
Ve ertesi sabah, hapları almaya başladım.

c: Bunun nasıl bir iltifat olduğunu anlayamadım.

m: Bana, daha iyi bir adam olmayı istetiyorsun.

varan 2:
-------
m: Senin, dünya üzerindeki en harika kadın olduğunu farkeden, yeryüzünde yaşayan tek kişi benim.
Yaptığın her şeyde, sahip olduğun her düşüncede, nasıl şaşırtıcı olduğunu takdir eden tek kişiyim.
Spencer* ile nasıl olduğunu. Spence'le...
Demek istediğini söyleyişini ve neredeyse daima; doğru ve iyi olmak konusunda birşeyler demek isteyişini.

Çoğu insanın seninle ilgili olarak bunu ıskaladığını düşünüyorum. Onlara yemek getirirken, tabaklarını temizlerken seni izleyibilmelerini, ama o anda, yaşayan en harika kadınla tanışmış olduklarını asla anlayamamalarını merakla seyrediyorum.
Ve idrak ettiğim bu olgu, bana kendimi harika hissettiriyor.