bugün

tengir budun

iş yerinin camından dışarıya baktım, üç tane çocuk top sektiriyor, her halde en çok kim top sektirecek diye oyun oynuyorlar. topu görünce tengir budun aklıma geldi. neden geldi bilmiyorum. karpuz şeklindeydi top. küçükken abimin çocuğuna almıştım. odaya girdim, kapının arkasına da karpuzu sakladım. önce plastik topu yuvarlayıp '' vur bakimm yeğen '' dedim. güle güle abanmıştı topa, yalandan gol yedim. sonra o görmeden karpuzla değiştirdim. karpuzu yuvarladım önüne '' hadi dedim aban yeğen ''. ama nasıl heyecanlıyım. çok hoşuma gider piçlik yapmak. neyse zavallım geldi bi vurdu, olduğu yerde dondu kaldı çocuk. hani o anlık bakışını tarif edemem. limon yalamış gibi bana bakıyor. ağladı ağlayacak. kaşlar filan acayip. ben kıkır kıkır gülüyorum. sonra bu başladı aanneeeeeeeeeee diye ağlamaya. geldi acısı. ben yerleri yumrukluyorum gülerken. krize girdim feci. geri zekalı çocuk ya. karpuza bir koşması vardı, dilini ısıra ısıra gelip abandı. ahaha aklıma geldikçe gülerim halen. bunu niye burada anlattım onu da bilmiyorum. topu görünce aklıma geldi işte. şimdi top başlığına yazsam yeğene ayıp olur diye tengir budun başlığında anlatayım dedim. fark yok sonuçta. ikisinde de sibop deliği var ve ikisi de yuvarlak. neyse, yeğen fitbolmuş basketmiş hiç işi olmaz. sevmiyoo çocuk. tengir budunun da bi boktan anladığını söyleyemem. anlasa cimbomlu olurdu. evet efendim.