bugün

yazarların bulunduğu en marjinal ortam

Doğu Ekspresi!

Yaklaşık 5 yıl önce buz gibi bir kış günü bir arkadaşla birlikte kendimizi güç bela trene atmıştık. Yataklı vagonlarda yer yoktu. Mecburen koltuklara geçtik. Yan tarafta bir abi kocaman ve cok kalın bir salamı durmadan kemiriyordu. Ve tren asla hiç hızlanmıyordu. Bu tekdüze ray sesleri trendeki herkesin psikolojisini 3-4 saat sonra tamamen bozmuştu. Ayrıca dışardaki sonsuz beyazlık kafaları sıyırmak için küçük bir bahaneydi. Yanda oturan abi erzuruma doğru salamın yarısını bitirmişti.

Sivas'a doğru başka bir abimiz vagonun ortasına atlayıp bağıra çağıra şiir okumaya başladı. Bir elinde de kendine ait şiir kitabı vardı. Çok uzun 4 şiir okudu ve trendeki hiç kimse bu durumu yadırgamadı. Şiirler bittikten sonra hemen akabinde "sarı gelin" türküsüyle işi tatlıya bağladı.

Ankara'ya geldiğimde ana rahminden yeniden çıkmış gibiydim. Zihnimde bir aydınlık, gözlerimde aşırı kalın salam, kulaklarımda ise çok kötü amatör şiirler vardı.