bugün

hayır diyenlerin hayır demek için nedenleri

lan evet evet diye zırlayanların yazdıklarını okumaya kalksan hep aynı terane.

neymiş on dört yıldır ivme varmış falan filan.

arkadaş son 15 seneki büyüme hızına bir bak, bir de türkiye nin kuruluşundan itibarenki büyüme hızına bak. biraz şaşıracaksın ama kusura bakma. evet ekonomi de okudum, böyle aptal saptal örnekler verip kendinize güldürmeyin artık, biraz gururunuz olsun. zaten bunu da sırf gönlün olsun diye söyledim çünkü burada 18 maddelik, tek bir partinin kapalı kapılar altında bir kişi ve onun garip danışman kadrosunun dayattığı taslağı oyluyoruz. değişiklikte sivil toplum örgütlerinin bile fikri alınmamışken dış mihrak filan diye saçmalamayın artık.

yok bunlar hizmet etti, yok bunlar kandırıldı filan değil olay. burada olay 18 tane madde. burada anlaşalım bir defa.

buna benzer hamasi bir değişiklik; yine aynı şekilde sivil toplum örgütlerine danışılmadan, fettullahçılar ve akp ortaklığında, liboşların da gaz vermesiyle yedi sene önce, tam da darbenin yıldönümünde önümüze sunulmuştu. sonucunda ne oldu? sivilleşiyoruz ayağına ordunun kendini parazitlerden arındırma mekanizması bozuldu, anayasa mahkemesi çalışamaz hale getirildi vs... yok anayasa değişecekti, ülkede özgürlükler artacaktı, e hani nerede? yok elbette çünkü o değişim ülkenin temel sorunlarını çözmeye yönelik değildi, tek dert bazı grupların devlet içinde daha etkin hale gelmesi ve buna hizmet edecek değişiklikleri kitabına uydurma çabasıydı. bu görevi de yetmez ama evetçi liboş ve cemaatçi abi-abla tayfası yerine getirdi.

bugün olan da bundan farklı değil. ancak bu defa hin oğlu hin cemaatçiler olmayınca işi pek kitabına da uyduramadılar, üzerine liboşları da kaybedince bu anayasa değişikliğinin neden zaruri olduğu konusunda insanları kandırabilecek entelektüellerden yoksun kaldılar.

bu başkanlık olayı zaten 7 haziran da oylandı ancak iş çıkmaza girdi. hazırlıksız yakalanan danışmanlar bir ara o kadar aptallaştılar ki-bugün de neden hayır diye başlık açan salaklar var, ulan sistem değişsin diyen sen olduğuna göre sen açıkla sebebini-neden başkanlık gelmesin diyenler bile gördük!

kasım seçimlerinden sonra bu konunun ve getirilmek istenen sistemin-bunun zaten başkanlıkla ilgisi yok-garipliğini gören davutuğlu bir an için ne yapıyorum ben diyerek kendini akp genel başkanı ve başbakan sandı ve buna müteakip oradan alelacele kovularak yerine düşük profilli denen ama hiç profil belirtisi vermeyen sayın binali yıldırım getirildi.

şimdi olaya en basit şekilde bakalım:

zaten biraz aklı başında olan adamlar akp yi epeydir terk etmiş durumda. cumhurbaşkanı da üç dönem kuralıyla kurucu kadroyu güzelce tasfiye edip partiyi tamamen kendi güdümüne aldı, devamında da akp nin sosyal medya sorumluları şu aktrollerle, düşük zekalı bazı organizmalarla filan tek adam goygoyunu başlattı.

türkiye nin yönetim sistemiyle değil ama yapısal durum ve örgütlenmeyle ilgili, yerel yönetimlerle ilgili ve demokratikleşmeyle ilgili bazı problemlerinin olduğu aşikar. hükümetin son on yılına bakıyorsunuz ne yerel yönetimlerle ilgili ne de eğitimle ilgili kapsamlı bir değişim yaşanmamış, ekonomideki yapısal sorunlar giderilmemiş, parası olanun milletvekili olduğu sistem yerinde kalmış. araya üç tane gençlik kollarından adam koymuşlar, bir tane de şehit annesi filan yedek kontenjandan girmiş o kadar. öyle ki yasa çıkıyor ve bu yasayı dört ay sonra bizzat çıkaran çiğniyor, böyle bir durum işte. her şey milli olsun deniyor sonra da hangi başkanlık sistemi iyiymiş diye muz cumhuriyetlerinin olduğu güney amerika gezisine çıkılıyor. dokunulmazlıklar sadece pkk yla ara bozulunca belli bir kesim için kalkıyor, antidemokratik seçim barajı da artık bir işe yaramadığı-hdp barajı geçti- halde kaldırılmıyor.

birden, türkiye nin bu kadar sorunu varken birileri diyor ki bizim sorunumuz koalisyon problemi filan. arkadaş 15 senedir ülkede koalisyon yok! ne diyor sonra numan kurtulmuş? efendim türk halkı başkanlığa doğru adamı seçecek ferasetteymiş ama kendini kimin yöneteceğine karar veremediği için hep koalisyon oluyormuş. acaba diyorum bu adam safa mı yatıyor yoksa ciddi mi? türkiye de kimse sorumluluk almıyor, yapısal önlemlere başvurmuyor, şeffaflık gelecek dediler daha da gitti. üzerine bir de kendini sürekli ülkenin dibe battığı 2002 yle kıyaslayıp o dönemden bile fazla dolaylı vergi alarak internetin hızındaki değişimi bile kendini bağlayan bir hükümet var.

şimdi sadede geleyim. yukarıda saydığım gibi ülkede bazı sorunlar var-iç ve dış politikaya girmedim, alakalı olan yapısal sorunlardan bahsettim- ve bu sorunları çözmeyen veya çözemeyen hükümet diyor ki, "bizim sistem sorunumuz var bunu çözelim". üzerine bir de sırf çözümsüzlük varmış gibi görünsün diye bazı durumları özellikle karmaşıklaştırıyor. e tabi, sonra da neden evet deyince eveleyip gevelemek zorunda kalıyor.

türkiye nin tüm sorunları parlamenter sistem içinde ve en iyi de bu sistemde çözülebilecek sorunlar. getirilmeye çalışılan sistem başkanlık sistemi bile değil, acayip bir buldumculuk sistemi ve ülkeye ekleyeceği tek şey de yeni bir sorun olur.
güncel Önemli Başlıklar