bugün

amerikan güreşinin düzmece olduğunu fark etmek

lan lanet olsun buna, olmaz olsun böyle fark ediş. ne hayal kırıklığıydı allahım. şu hayatımda iki şeyin farkına varınca çok küfrettim bu hayata zaten ilki bir gün ölecek olmak aha ikincisi de bu. ya da yok yok birincisi bu ikincisi bir gün ölecek olmak. o derece büyük bir yıkım.

ben baya geç kaldım aslında amerikan güreşlerinin düzmece olduğunu fark etmekte. orta okulda falandım ciddi söylüyorum. oturur saatlerce hayvan gibi amerikan güreşi izlerdim hafta sonları falan. ders falan çalışmazdım. o koşturup koşturup ringin iplerinden geri sekip adam vurulan, seyircilerin falan dövüşe katıldığı, hakemin dövüldüğü o muhteşem gösteri dünyasına öyle kaptırmıştım ki kendimi fark edemedim yıllarca bunu. bir gün yine ders çalışmayıp birbirine meydan okuyan boyalı suratlı adamların çılgınca birbirlerinin üzerine atlamalarına dalmışken annem sinirlendi.

- hadi kalk artık ders çalış sınavın yok mu senin?

+ ya anne dur yaaaeee. offf harekete bak ne koydu bee.

- onlar gerçek değil biliyosun dimi?

+ hı?

- gerçek değil onlar, oyun yapıyolar tiyatro gibi.

+ hıı hiç de bile. (ses titrer)

- hadi saçma sapan yalan şeyler izleyeceğine kalk ders çalış.

artık ne ben eski bendim ne de dünya eskisi kadar masumdu. biz büyüdük ve kirlendi dünya işte. gözlerim dolu dolu o yaşıma kadar çılgınca büyük bir hayranlıkla izlediğim dövüşler, o adamlar hep yalanmış amına koyim. koşup koşup birbirinin üstüne atlamalar hep numaraymış. vay be ne kadar acımasızdı annem. hiç tereddüt etmeden, büyük bir soğukkanlılıkla nasıl da söylemişti amerikan güreşinin yalan olduğunu. kimselere diyemedim, anlatamadım ama çok üzülmüştüm, çok.

şimdilerde hiçbir olaya şaşırmama, üzülmeme, odun gibi soğukkanlı karşılama özelliğim de o güne dayanır. zaten amerikan güreşinin tamamen düzmece, kurmaca olduğunu öğrenmekten daha çok ne şaşırtabilir ki insanı?

sonra kardeşim izlemeye başladı bunları. ben önceden uyarayım kardeşimi de erken öğrensin, yıllarca izleyip de öğrenince hayal kırıklığı büyümesin diye. ilkokul 2.sınıftayken aldım karşıma benim biraderi:

- canım sana bir şey söylicem ama üzülmek yok tamam mı?

+ söyle abi.

- bu amerikan güreşleri gerçek değil. hepsi oyun gibi.

+ abi herhalde biliyorum gerçek olmadığını. ben o kadar salak mıyım?

doğru söyledi aslında ben salaktım. inandım, sevdim o çılgın adamları yürekten. şimdi biri çıksa geçse karşıma "hayır saçmalama şapşal tabi ki amerikan güreşleri gerçek" dese "sus bana yalan söyleme. neden mi? çünkü inanırım" derim. yok lan şaka şaka "kak git lan benimle kafa mı buluyosun gebeş" derim.