bugün

mega holdings

2-3 gün önce bir arkadaşım telefon açtı.
Çokta samimi olduğum biri değildir, yani özellikle buluşmuşluğumuz yoktur da ortam gereği bazen denk geliriz.
Kendinden emin ve heyecanlı bir ses ile;

- Efendim
- Naber nasılsın
- iyilik sen ne yapıyon.
- iyi ya bizde işte koşturuyoz.
(Kısa bir sessizlik)
- Ya bak sana ne diyecem? Ben çok güzel, çok karlı bir iş yapıyorum şu an ve senin de bu işin içinde olmanı istiyorum. Tam senlik bir iş!
- Allah Allah hayırdır ne işi?
- Akşam bahçelide şu mekana gelir misin? Detaylı konuşalım.
- Gelmesine gelirimde merak ettim ne işi, biraz bahsetsene?
- Geldiğinde konuşuruz, tam senlik bir iş ya, hiç kafanı takma çok para kazanacağız çok eğleneceğiz. Akşam ben ordayım sen gel mutlaka.
- Tamam gelirim görüşürüz.

Aşağı yukarı böyle bir konuşmadan sonra, akşam olunca biraz merak, biraz şaşkınlık içinde düştüm yola. “Benlik iş ve çok para” “Ben”, “para”, “çok para benlik iş”, “para çok iş benlik”, “iş benlik para çok” diye sayıkladım yol boyu.

Sonra kendime daha keskin sorular sormaya başladım.

- O arkadaşı ne kadar tanıyordum?
- Çok az.
- Bana niye böyle bir iyilik yapsın?
- Niye yapmasın, belli mi olur.
- Parayı buldum mu acaba?
- inşallah.
- Araba olarak ne alırım?
- BMW 320
- iş?
- Bırakırım
- Ankara?
- Terk ederim
- Sevdiklerin, arkadaşların?
- Tanımıyorum
- Yazlık?
- Hayır
- Dünya turu?
- Evet

Az buçuk heyecanda yok değildi, en kötü ihtimal bir şey yazma işi veya senaryo işidir falan dedim.

Ve nihayet sabahları havuzun kenarında muhteşem hazırlanmış kahvaltı sofrasından sadece bir tane zeytin alıp “acelem var çıkmam lazım” dedirtecek kafeden içeri girdim.

Hemen gözlerimle arkadaşımı aradım.
“Heyy” diye bi ses geldi bir masadan. Çevirdim kafamı o tarafa. işte orda. 

3 kişi oturmuşlar. Benimkinin ve yanında oturan kişinin önlerinde kâğıtlar var, bazı broşürler var. Karşılarında ise yorgunluktan bitap düştü düşecek bir kızcağız.
Gittim oturdum yanlarına, kısa bir selamlaşmadan sonra şöyle cümleler duymaya başladım.
“Bak tam senlik bir iş”, “bence kaçırma bu fırsatı”, “biz sana yardımcı olacağız”, “düşünecek bir şey yok”, “biz bir aile gibiyiz”….
Kızda;
“Ya ben yapamam, bilmiyorum” falan diye reddetmeye çabalıyordu. Bu sırada gözüm önlerinde ki kağıtların üzerinde ki bazı şekillere takıldı.
Böyle üçgenler, bazı sıralamalar, üçgenin başında bir isim yazıyor, altlarında başka isimler...

Birden gözlerim fal taşı gibi açıldı “yoksa” dedim, “yoksa…. illuminati!!!”…

Tek gözler, çizgi filmlerin içlerinde ki gizli “Sex” yazıları, Rockefeller başkan, Layd Gaga, Katy Perry başkan yardımcısı, yuvarlak masalar, maskeli toplantılar…

Falan diye düşünürken, ibre* döndü bana!

Hoş beş kısa bir sohbetten sonra, kız müsaade isteyip kalktı.
Kızın arkasından “vizyonsuz” dediler.
Ben vizyonluyum! Cumartesi Pazar demem karanlık taraf için her şeyi yaparım. Sübliminal mesajlar veririm, duvarlara üçgenler çizerim, sürekli bir gözümü kapatarak gezerim. V.b.

Ama…
Ama her şey buraya kadarmış. Gerçekleri duyunca yıkıldım 

Başladılar anlatmaya; “1000 dolar + KDV’ e yakın para vereceksin (hainler hala dolar diyorlar), sonra gideceksin, insanlar bulacaksın onları da sisteme girmeye ikna edeceksin, onlar sisteme girdikçe sen para kazanacaksın???

- Ama o arkadaşı ne kadar tanıyordum?
- Hiç.
- Bana niye böyle bir iyilik yapsın?
- Ya bu devirde kim kime iyilik yapar.
- Parayı buldum mu acaba?
- Allah sağlık versin gerisi boş
- Araba olarak ne alırım?
- Şimdikinin neyi var, ayağımı yerden kessin yeter.
- iş?
- işsizlik olmuş %11 saçmalama
- Ankara?
- Sokakları denize çıkmasa da seviyoruz seni Ankara
- Sevdiklerin, arkadaşların?
- Onlar benim canlarım
- Yazlık?
- inşallah
- Dünya turu?
- Gez dünyayı gör Konya’yı demişler….