bugün

turkiye de devrimci olmak

türkiye de devrimci olmak ayrımı doğru olmayan, tam anlamıyla yerine oturmayan bir ayrımdır. Devrimci ülkesiyle ayrılamaz.Devrimci olmak her ülke de aşağı yukarı aynı zorlukları taşımaktadır. Devrimcilik algısı üzerine bir çok şey söylenebilir. Aslında bugün tam anlamıyla bir genellemeyi içermeyen kuşkulu yanlar da taşımaktadır. Tarihsel olarak T. C. tarihinde belli dönemler belki bu genelleme içerisinde görülebilir. Ancak bugünün algısı bu genellemeyi içermemektedir.
Öncelikle, devrimci - sosyalist , sosyalist- komünist, devrimci- komünist, solcu- devrimci, solcu- komünist tüm bu kavramlar farklılıklar veya birbirini kesen noktalar içerebilmektedir. Her sosyalist devrimci olmayabilir, keza bugünün algısında her komünist te devrimci olmayabilir, öte yandan her solcu devrimci de olmayabilir. Bütün bunlar solun içerisinde ki duruşların birbirine olan göreceliliğine bağlıdır.

Aslında işin başı komünizm ve komünist kavramında yatmaktadır. Fakat bugün artık bunun dahi göreceliliğini tartışabildiğimiz için eski ana halka olma özelliğini de yitirme durumuna gelmiştir. Ancak ortak kesenleri ya da kapsayıcı tarifi bulabilmek mümkündür. Başlangıç olarak devrimci için statükocu olmayan statükoyu savunmayan diyebiliriz. Değişim yanlısı ve iktidar hedefi olan cümlesini de ekleyebiliriz. Aslında kilit sözcük burada yatmaktadır. iktidarı hedefleyen anlamı bir çok yanı kapsamaktadır. Newton fiziği ve bu dönem aydınlanması üzerine bina edilen Marksizm in kavramı dışında yani bugün tartışılan yanıyla devrimci tarifi tek başına buraya oturmamaktadır. Bu durum da devrimci tarifi ni kuantum la açıklama derdine düştüğümüz de iktidar hedefini kopartan, dışarlayabilen yerine sürecin tümünü ve aslını koyan yanlar yakalayabilmek mümkündür. Bu ise sıkı bir determinizm eleştirisi süzgecinden sonra mümkündür. Bu da sanırım kavramın kendisi, yerine kendi öz kavramını doğuracağından aynı bütünlük içerisin de alabilmenin zorluklarıyla karşılacağız demektir.

Bir kaç yanılgı üzerin de durmak gerekir. Yurtseverlik ve devrimcilik algısının bazı ülkeler de içiçe geçme durumunda ya da sınıfsal olarak burjuvazi nin ve/ veya onun yerine geçen güçlerin belirli bir dönem devrimci öz taşımaları daha sonra da bu özlerini gerici veya statükocu noktaya çevirmelerinden mukabil bu güçlerin sürekli devrimci olarak anılması yada algılanması durumunun ayırdının yapılamaması. Bu durum bugün içerisinde yaşadığımız kemalizm ve devrimcilik ilişkisindeki soruna denk düşmektedir. öte yandan yine bağımsızlık mücadelelerinde karıştırılan durumdur. Sosyalistler tarih boyu ulusal kurtuluş mücadelelerine faydacı yaklaşmışlardır. Bu en üst boyutta bana göre böyledir. Dolayısı ile devrimci algılar olarak, bugün ulusal kurtuluş mücadelelerinde kendimiz de olanı bölücü olarak suçlayabilme, diğerini kahramanlaştırma bir diğerini de öncülüğüne bakarak tu kaka edebilme biçiminde çifte standartlar gösteren tavırlar sergilenebilmektedir. oysa ki bu tür mücadeleler birer özgürlük mücadeleleri dir ve içerisinde her türlü farklı ögeyi, sınıfsal yapıyı devrimci motifler le barındırabilmektedir. Devrimci olmayı veya türkiye de devrimci olmayı egemen olan la, egemen olmayan arasında bir yere yerleştirebiliyor ve açı yı buradan yakalayabiliyorsak sorun yoktur. Ancak egemenlikten herhangibir fikri ya da gücü güdüleyen veya savunan bir nokta ya devrimcilik yerleştirilmek isteniyor sa hata yapıyoruz, ya da bir sorun var demektir.
güncel Önemli Başlıklar