bugün
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur17
- sexting haram mıdır20
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar12
- cengiz ünder'in bıyığı9
- ismail kartal18
- fenerbahçe12
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- erdoğan'dan sonraki başkan16
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı58
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- yazarların en rum özelliği20
- uludağ sözlük discord grubu8
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- altıncı filoya karşı namaz kılmak10
- manyak olmaya karar verdim9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- arda güler14
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
- selefi11
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- başıboş köpek sorunu34
yalcin ergilin dus hekimi 1 kitabındaki ince dokunmuş, bizleri yaşadıklarımızla bir kaç saniye de olsa başbaşa bırakmış bir yazısı.
--spoiler--
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel bir ülkede, mahalleler varmış.
Bu mahallelerin çocukları birbirlerini çok severlermiş. Dışarıdan gelen parolalı bir ıslığa uçarak aşağı iner, beraber olacakları anları iple çekerlermiş. Kavga da etseler kin tutmaz, her gün yeniden dünyalar kurarlarmış. Herkeste sevgi, paylaşma ve arkadaşlarını kollama duygusu yavaş yavaş gelişirmiş.
O zamanlar, çocuklar evden okula servis ile değil, buluşarak giderlermiş.
Onların yolunu gözlemezmiş; evdeki bilgisayar, şehrin en iyi dershanesi, hazırlık kursları.
Bilmezlermiş; hamburgeri, MTV'yi, internet'i, cep telefonunu,Tetris'i.
Bilirlermiş duvarların üzerinde sohbeti, anket defterleri doldurup, sevgileri keşfetmeyi
Horoz şekercisini, elleri leş gibi macuncunun, tornavida ile koyduğu rengarenk macunu
Eve gitmeyi unutmayı, hava kararınca dayak yemeyi, sonra da bir ıslıkla tekrar aşağıya, kukalı saklambaça kaçmayı
O hakkında türlü şeyler söylenen evdeki garip adamdan korkmayı
Küsmeyi, aynı kıza asılmayı, torbalarla misket toplamayı, gıcır köstek ayırmayı, değiş tokuşu, kaybedince kapışı (o muhteşem "kapış"ı)
Teksas'ı, Tommiks'i, Konyakçı'nın dişlerini
Paramparça Red Kid'leri
iç içe konan naylon topları, taştan kale direklerini
Üç korner bir penaltıyı
Üzerine apartman yapılan top sahalarını, sonra o apartmana taşınan yeni dostları ve onları kapma yarışını
Taşınanların kırmızı kamyonlarını
ilk ergenliği, boyların ölçülmesini
Hey dergisini
Otobüsteki biletçinin lastik sarılı kalemini
Yoğurtçuyu, kalaycıyı, hallacı
Evlerin arkasındaki odun kömür depolarını
Yakan topun yakışını
Adam alırken, adım hesabını, iki çocuğu en iyi arkadaşla takası
Mantarlı gazoz kapaklarını, yaldız kazımayı
Yandaki mahalle ile alınan kavgayı, her kavganın çıkarttığı kahramanı – ödleği
Kan kardeşliğini
ip atlama, lastiğe basma, topaç virtüözlüğünü
Çelik çomağı, kırılan camları - toplanan paraları
Açık hava sinemalarını, frigo buzu
Silik seksek çizgilerini...
Sonra zamanla, bu güzel ülkede durumlar değişmeye başlamış. Yaşlar ilerledikçe, bu birliktelik, kollama, koruma duyguları, bu mahallelerin çocuklarının başlarına çok işler açmış.
Daha sonra işsizlik, enflasyon, köşeyi dönme, adamını bulma, malı götürme falan derken, herkes yüzünde soluk bir bakış, içinde hayatın yenilgisi, çaresizlikleri, tatminsizlikleri ile başbaşa kalmış.
Çocukları mı? Çocukları şimdi koca koca apartmaların arasında, nefes alınmaz bir havada, evlerinde, sanal bir dünyada, emniyet içerisinde yalnız yaşıyorlar.
Anneleri-babaları onları çok seviyor. Beta kapmasın diye kalabalık ortamlara hiç sokmuyor.
Hafta sonları hep beraber "Karum" ya da "Akmerkez"deler.
Okul servisi çocukları neredeyse yataklarından alıyor.
Çocuklar, trafik kaygısıyla, köşedeki markete dahi gönderilmiyor.
Babalar şirketlerin bilançolarını, çocuklar da dershane reytinglerini izliyorlar.
Hepsi birer test uzmanı, sayısal-sözel yuvarlanıp gidiyorlar.
Seksek oynamayı değil ama taban puanları çok iyi biliyorlar.
Hayata açılan pencereleri "Windows", onlar ekrana-ekran onlara bakıyor ve koca bir hayat dışarıda akıp gidiyor.
Ve şehrin dışında ağaçlar, tırmanacak, salıncak kuracak, kalp kazıyacak mahalle çocuklarını bekliyor.
Paylaşmayan,yalnız, bencil, kafesler içerisinde, gürbüz, güvenlikteki çocukları.
Hiç sopa yememiş, ağaçtan düşmemiş, topu yandaki bahçeye kaçmamış,
dizlerinde bir metrekare kabuklar olmamış çocukları...
--spoiler--
--spoiler--
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel bir ülkede, mahalleler varmış.
Bu mahallelerin çocukları birbirlerini çok severlermiş. Dışarıdan gelen parolalı bir ıslığa uçarak aşağı iner, beraber olacakları anları iple çekerlermiş. Kavga da etseler kin tutmaz, her gün yeniden dünyalar kurarlarmış. Herkeste sevgi, paylaşma ve arkadaşlarını kollama duygusu yavaş yavaş gelişirmiş.
O zamanlar, çocuklar evden okula servis ile değil, buluşarak giderlermiş.
Onların yolunu gözlemezmiş; evdeki bilgisayar, şehrin en iyi dershanesi, hazırlık kursları.
Bilmezlermiş; hamburgeri, MTV'yi, internet'i, cep telefonunu,Tetris'i.
Bilirlermiş duvarların üzerinde sohbeti, anket defterleri doldurup, sevgileri keşfetmeyi
Horoz şekercisini, elleri leş gibi macuncunun, tornavida ile koyduğu rengarenk macunu
Eve gitmeyi unutmayı, hava kararınca dayak yemeyi, sonra da bir ıslıkla tekrar aşağıya, kukalı saklambaça kaçmayı
O hakkında türlü şeyler söylenen evdeki garip adamdan korkmayı
Küsmeyi, aynı kıza asılmayı, torbalarla misket toplamayı, gıcır köstek ayırmayı, değiş tokuşu, kaybedince kapışı (o muhteşem "kapış"ı)
Teksas'ı, Tommiks'i, Konyakçı'nın dişlerini
Paramparça Red Kid'leri
iç içe konan naylon topları, taştan kale direklerini
Üç korner bir penaltıyı
Üzerine apartman yapılan top sahalarını, sonra o apartmana taşınan yeni dostları ve onları kapma yarışını
Taşınanların kırmızı kamyonlarını
ilk ergenliği, boyların ölçülmesini
Hey dergisini
Otobüsteki biletçinin lastik sarılı kalemini
Yoğurtçuyu, kalaycıyı, hallacı
Evlerin arkasındaki odun kömür depolarını
Yakan topun yakışını
Adam alırken, adım hesabını, iki çocuğu en iyi arkadaşla takası
Mantarlı gazoz kapaklarını, yaldız kazımayı
Yandaki mahalle ile alınan kavgayı, her kavganın çıkarttığı kahramanı – ödleği
Kan kardeşliğini
ip atlama, lastiğe basma, topaç virtüözlüğünü
Çelik çomağı, kırılan camları - toplanan paraları
Açık hava sinemalarını, frigo buzu
Silik seksek çizgilerini...
Sonra zamanla, bu güzel ülkede durumlar değişmeye başlamış. Yaşlar ilerledikçe, bu birliktelik, kollama, koruma duyguları, bu mahallelerin çocuklarının başlarına çok işler açmış.
Daha sonra işsizlik, enflasyon, köşeyi dönme, adamını bulma, malı götürme falan derken, herkes yüzünde soluk bir bakış, içinde hayatın yenilgisi, çaresizlikleri, tatminsizlikleri ile başbaşa kalmış.
Çocukları mı? Çocukları şimdi koca koca apartmaların arasında, nefes alınmaz bir havada, evlerinde, sanal bir dünyada, emniyet içerisinde yalnız yaşıyorlar.
Anneleri-babaları onları çok seviyor. Beta kapmasın diye kalabalık ortamlara hiç sokmuyor.
Hafta sonları hep beraber "Karum" ya da "Akmerkez"deler.
Okul servisi çocukları neredeyse yataklarından alıyor.
Çocuklar, trafik kaygısıyla, köşedeki markete dahi gönderilmiyor.
Babalar şirketlerin bilançolarını, çocuklar da dershane reytinglerini izliyorlar.
Hepsi birer test uzmanı, sayısal-sözel yuvarlanıp gidiyorlar.
Seksek oynamayı değil ama taban puanları çok iyi biliyorlar.
Hayata açılan pencereleri "Windows", onlar ekrana-ekran onlara bakıyor ve koca bir hayat dışarıda akıp gidiyor.
Ve şehrin dışında ağaçlar, tırmanacak, salıncak kuracak, kalp kazıyacak mahalle çocuklarını bekliyor.
Paylaşmayan,yalnız, bencil, kafesler içerisinde, gürbüz, güvenlikteki çocukları.
Hiç sopa yememiş, ağaçtan düşmemiş, topu yandaki bahçeye kaçmamış,
dizlerinde bir metrekare kabuklar olmamış çocukları...
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar