bugün

kimligimi kaybettim hukumsuzdur

bir kimlik al içeri girerken.
şşşttt, pabuçlarını çıkar, saklıyoruz kendimizi ,haber vermiyoruz gelen bir diğerini.
mümkünse parmak uçlarında yürü, ahdetme yerlere basan adımlarınla.

neden mi saklıyoruz kendimizi?
niçin mi açmıyoruz içimizdekilerini?
bak şu etrafına; yürümek namına yollar diye kaplı olan benlik üstü ve benlik altı hayal mekanizmasına?
evet, bildin; hayallerinde dahi özgür değilsin, ket vurduk kendin olan sana...

dur, hemen açıklama, anlatma kimlik hikayeni.
önce yaftalan, sonra karalan, ondan sonra çık dışarı;
arılan, paklan. ama illa ki önce dışlan!
kuralı bu senin gerçeküstü dünyanın.

gerçekle hayal bir arada, kim olmak istersen osun sen bu zamanda;
ama çokça da gebe olacağın kayıplara...
sonrasında kaybettiklerinin hükmünü arama,
arasan da bulama,
bulsan da şaşırma!
zira getirdiklerin bir parça sen olandan çıkan, maskeleşmeye ve hizipleşmeye dair bir kimlik bulmacası, bulamacı olacaktır. kaybedip bulacak, her kaybedişi bulmacasında sevinecek, her sevincinde eksilecek, her eksilmende yarımlaşacak, her yarımlaşmanda iyice ötekileşecek, her ötekileşmende de iyice kaybedeceksin, kaybolacaksın.

dur,
içeri girerken bir kimlik al kendine!
bahtsız kadın mı dersin, canfeza mı, mutlu adam mı dersin, hevaperest mi, leyli mi? artık ne seçersen, ne olmak istersen ve belki de kim olmak istersen... ama illa seçmelisin. bir kimlik bulmalısın kendine.
mümkünse sessiz yürü, ses çıkardın mı da kendini akla; yoksa yaftalarla yıldırılırsın, güruhla cebelleşirsin.

şşştt, farklı olmaya çalışma,
ille de kendin olmaya...
al bir kimlik kendine;
ister bürün kurttan kuzuya, ister dönüver çingeneden bozma sultana.
ama illa ki soyutla kendini özünden.