bugün

genç osman ın ölümü

Kalender denen oğlancı ve kara davut denen pasifin işidir. isyan 19 Mayıs 1622’te şiddetlendi. At Meydanı’nda silahlarını kuşanmış şekilde toplanan ocak mensupları, isyanı önlemeye çalışan vüzeradan birkaç kişinin katlini istedi. Padişah bunu kabul etmedi.isyancılar Bab-ı Hümayun’un önüne kadar yürüdü. Silahı olmayan asilere odun ambarından odunlar alınarak dağıtıldı. Sarayın ikinci kapısından girerek Arz Odası’na ulaştılar. Görevlilere “Padişahımıza katlini istediğimiz kimselerin isimlerini verdik. Ancak o hiçbir şey yapmadı” diyerek Harem dairesine doğru harekete geçtiler. Aralarından biri “Sultan Mustafa nerededir? Biz onu isteriz” deyince, bir cariye “Sultan buradadır” diyerek feryat etti. isyancılar kubbeye tırmanıp kafadan kontak olan I. Mustafa’ya ulaşmış, onu tekrar tahta geçmesi için Arz odasına götürmüşlerdi. Genç Osman, iş işten geçtiğinin farkına vardı. Artık kötü son onun için çok yakındı. Şeyhülislam ve Kazaskerini isyancılara göndererek tüm isteklerin yerine getirileceği yönündeki teklifi de kabul edilmedi. O sırada tellallar, I. Mustafa’nın tahta çıktığını istanbul sokaklarında haykırıyordu. Zindanlarının kapıları da açılmış, içerideki suçluların hepsi kaçmıştı. istanbul karışmış, yağma haberleri gelmeye başlamıştı. Bir alay asker, yeniçeri ağasının öldürülmesinden sonra Sultan Osman’ı Harem dairesinde yakaladı. Bir ata bindirip Ağakapısı’ndan türlü taciz ve hakaretlerle yola çıkardılar. Panazoğlu adlı bir sipahi, haline acıyarak kendi sarığını padişaha giydirdi. Yolda daha önce meyhanelerini kapattığı esnaftan sultana karşı ağır sözler işitiliyor, açıkta kalan poposunu sıkmak şeklinde fiziki şiddet uygulayanlar bile oluyordu. Genç Osman’ı işte bu şekilde Orta Camii’ye getirip bir köşeye oturttular. Hal edilen (tahttan indirilen) Padişah, isyancılara pencereden dışarıya seslenmek istediğini söyledi. Müsaade ettiler. Başını dışarı çıkarıp “beni buraya böyle getireceğinize yolda tüfenkle vursaydınız daha iyiydi. Devleti saran Devşirme deyyusların sözü ile hata ettim. Öz be öz Türk olan Beni istemez misiniz?” diyerek adeta yalvardı. Ekseriyetle Varoş olan cühela Asiler hep bir ağızdan “Seni istemeyiz ama ölmene de razı değiliz” deyince Sultan Osman’ın dizlerinde derman kalmadı tekrar içeriye girdi. Bu arada Sultan pırpır Mustafa ve bunak validesi Topkapı Sarayı’na götürülüyordu. Cülus merasimi için hazırlıklar yapılacaktı. Ocak ağaları Genç Osman’ı pazar arabasına bindirip Yedikule zindanlarına götürdü. Saltanatta hiçbir padişah böyle zulüm görmemişti. Geceyarısı cebecibaşı ve adamları zindana geldi. Osman’ı boğup müjdeli haberi yeni padişaha vermek istiyorlardı. Gürbüz yiğit olan Genç Osman gelenlerin hepsini hakladı. Nihayet Kalender Uğrusu (meyhanelerden kadeh çalan anlamında) lakaplı iri kıyım sipahi eşkıyası, Osman’ı hayalarından sıkarak etkisizleştirdi, Sultan oracıkta boğuldu. Bunla da yetinmeyen sadrazam kara davut sultanın kulağını nişane bahanesiyle kesip kuşağına koydu. Cenazesi sabah ezanıyla saraya getirilen Genç Osman’ın naaşı babası I. Ahmet Türbesi’ne gömüldü.” (1622) Solak Hüseyin yaşadıklarını işte böyle anlatıyor. Çocuk yaşta “Farisi” mahlasıyla birçok başarılı şiir de yazmış olan Genç Osman, sıkıntılarını şu dizeleriyle anlatmıştı: “Niyetim hizmet idi Saltanat ve Devletime/ Çalışır hasid ve bedbah acep nektebime.” (Niyetim, devletime hizmet etmekti ama hasetler ve kötü dilekliler felaketime çalışırlar.)
güncel Önemli Başlıklar