bugün

1978 maraş olayları

"bundan tam 29 yıl önce, 1978 yılının aralık ayının son günlerinde, karanlık güçlerin tertiplediği ve sivil faşistlerin gerçekleştirdiği katliam sonucunda, resmi rakamlara göre 111, yerel kaynaklara göre bine yakın kişi korkunç bir şekilde katledildi, binlerce kişi yaralandı, yüzlerce ev ve işyeri yakıldı, yıkıldı. bütün bunların sonucunda alevi nüfusun yüzde 80'i maraş'ı terk etti.

olaylar, ne bir rastlantı ne de 'halkın galeyana gelmesi' sonucu olmuştu. tersine, aylar öncesinden planlanmış ve hedef iller belirlenmişti: malatya, erzincan, sivas, çorum, maraş. amaç, kitlelerin hızla politize olduğu bir ortamda gelişen toplumsal muhalefeti engellemekti. cumhuriyet döneminin en korkunç katliamı olan maraş, 12 eylül askeri darbesine dek devam edecek olan şiddet sarmalında bir kırılma hattı oluşturdu. ülkücü gençlik derneği, cüneyt arkın'ın "güneş ne zaman doğacak?" adlı filmini 16 Aralık 1978'de çiçek sineması'nda gösterime sokar. 19 aralık'ta 20.00 seansı sırasında salonda sık sık "müslüman türkiye," "milliyetçi türkiye," "komünistler moskova'ya" gibi sloganlar atılır. seansın sonuna doğru, tesiri az bir patlamanın olması ile tahrik başlar. gruplar halinde kent içine yayılarak alevilerin yoğun olarak bulunduğu mahallelere saldıran faşistler önlerine çıkanları dövmeye, ev ve işyerlerini tahrip etmeye başlar. disk, töb-der, pol-der, chp, tikp, tekstil sendikası ve sağlık müdürlüğü binalarını yıkıp yakarlar, av tüfeği satan dükkânları talan ederek silahları alırlar. geç saatlere kadar süren çatışmalar, askerler tarafından kontrol altına alınır. bu arada bine yakın işyeri tahrip edilmiş, yıkılmıştır.

20 aralık'ta akşam saatlerinde, çoğunlukla alevi ve solcuların gittiği yeni mahalledeki akın kıraathanesi'ne patlayıcı madde atılır ve iki kişi yaralanır. sonraki akşam bir başka patlayıcı madde sağ görüşlü güngör gençay'ın evine atılır. aynı akşam (21 aralık), maraş meslek lisesi öğretmenlerinden hacı çolak ve mustafa yüzbaşıoğlu okuldan evlerine dönerlerken silahlı saldırıya uğrarlar. 'solcu' olarak bilinen öğretmenlerden hacı çolak olay yerinde, mustafa yüzbaşıoğlu ise hastaneye kaldırıldıktan sonra yaşamını yitirir, öğretmenlerin cenazeleri, maraş lisesi önünden beş bin kişinin katıldığı kortejin eşliğinde ulu cami'ye doğru yola çıkar. bu arada faşist ve sağcı gruplar cenaze törenine saldırmak amacıyla çevre il, ilçe ve köylerden adam getirmek için, geceden "komünistler, aleviler cuma namazı'nda camileri bombalayacak, müslüman kardeşlerimizi katledecekler. müslüman kardeşlerimizi katliamdan korumak için toplanalım" yollu propagandalar yapar. maraş müftüsü de resmi araçlarla kenti dolaşarak sünni halkı kışkırtır.

kendi attıkları bombaya 'misilleme' olarak 21 aralık günü iki öğretmeni öldüren faşistler, 22 aralıkta da öğretmenlerin cenazesine katılan kitleye saldırır. katil kitle, "bir komünist, alevi öldüren cennete gider" vaazlarıyla iyice kışkırtılır. askerin ve polisin gözetimindeki faşistler cenaze için toplanan kitleye saldırır, dükkânları yakar. amaçlanan çok daha büyük bir kitle katliamıdır; günler öncesinden hedeflenen evlere kırmızı boya ile çarpı işareti konulur. aslında, katliamın cenaze töreninde gerçekleştirilmesi planlanmıştır ancak faşistlerin kendi organizasyonlarından kaynaklanan nedenlerle o gün halktan üç insan katledilir.
23 aralık'a gelindiğinde, maraş dört bir yandan yanmaya başlar. katliam mahallere yayılır; yörükselim, mağaralı, serintepe, namık kemal, karamaraş katliamın en yoğun yaşandığı mahalleler olur. katliamı gerçekleştirenler -ölü ve diri- kadınlara tecavüz eder, hamile kadınların karınlarını deşer, kadınların memelerini keser, kundaktaki çocukları boğazlar ve kurşunlar, çocukları gözlerinden şişler... katliamın doruğa tırmandığı, vahşetin sınır tanımadığı gün 24 aralık'tır. üstelik o gün maraş'ta sokağa çıkma yasağı vardır.

bülent ecevit'in 1979'dan beri çekmecesinden sakladığı, ölmeden önce gazeteciler rıdvan akar ve can dündar'a verdiği bir belgeye göre, katliam mit görevlilerince planlanmıştır. ecevit'in üzerine "çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir" notu düştüğü belgeye göre "chp iktidarı devraldıktan sonra vuku bulan büyük olayların (malatya, sivas, kahramanmaraş) çıkacağına dair 1-2 ay evvelinden haber verilmediğinden yüzlerce vatandaşımızın can ve mal kaybına sebebiyet vermişlerdir, önceden haber vermek bir tarafa olayın yaratılma-sında en etkin rol oynamışlardır. nitekim kahramanmaraş olayı mit'ten ... müşterek planlamaları ile çıka-rılmıştır. türkeş oraya ...'in tavassutuyla ....'u tayin ettirerek güney bölgesi'ni ele geçirmiş ve maraş olayını rahatlıkla tertip ettirmiştir. mit olayın içinde olmasaydı, maraş'tan her türlü istihbaratı aylar evvel alır ve ola-yın zuhur etmesine meydan vermezdi. mit, chp zamanında büyük olayları yapan ve yaptıran mhp'lilere ait bilgileri saklamış, sıkıyönetim mahkemelerine sadece sola ait raporların verilmesi hususunda türkeş, mit'teki elemanlarına talimat vermiştir."
katliamın bir numaralı sanıklarından ökkeş kenger sonraki yıllarda mhp milletvekili seçilerek, adeta insanlar ile dalga geçilerek meclis 'insan hakları komisyonu' üyeliğine getirilmiştir...

akp'nin alevileri asimile ve sünnileştirme operasyonu olan 'alevi açılımı' kamuoyunda tartışıladursun, maraş katliamı'nın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen ardındaki karanlık güçler açığa çıkmamış, katiller adalete hesap vermemiştir. bu katliam 30 yıldır yaşadığımız coğrafyanın utancı olmaya devam ediyor..."

hasan karaman - agos gazetesi