bugün

son istasyon

filmi izleyeli çok olduğu için ne konusunu ne olayları hatırlıyorum. ancak bu filme dair gözümün önünden hiç silinmeyecek bir görüntü var:

levent kırca, oldukça eski bir radyoya bir kaset koyuyor. neşet ertaş çalmaya başlıyor. o bağlamanın duyulduğu ilk andan itibaren levent kırca'nın yüzüne yayılan bir samimiyet var. neşet ertaş dinlemeyi seven her insanda görülen bir histir bu. sırf bu paralellik yüzünden bu filmi tam anlamıyla unutamıyorum. hep o güzel his, o güzel müzik ve tabii ki neşet ertaş ile yer edinmiş aklımda.