bugün

cep telefonlu ihanetler

şahsen kendisini hiç sevmediğim reha muhtar ın; 16 03 2006 da sabah gazetesinde yayınlanan, çok başarılı bulduğum ve sevdiğin bir yazısının ismidir. *
http://arsiv.sabah.com.tr...03/16/yaz1303-10-116.html

Cep telefonlu ihanetler...

Hepsi hepsi 10 yıl önceydi... Hayat bugünkü gibi arsız değil, masumdu...
ihanetler bu kadar uluorta değil, gizliydi...
Aldatmalar bu kadar kolay ve sıradan değil zordu...
Sadece 10 yıl önce, sevgililer ancak, evden ya da işyerinden arayabilir, uluorta kimse kimseyi arayıp, mesaj atamazdı.
Kimse kimsenin nerede olduğunu bilemez, kimse kimseyle o kadar kolay tanışamazdı...
Hayat sonsuz seçenekler yerine, sınırlı birlikteliklere izin verirdi...
işyeri aşkları, arada bir de işyeri ihanetleri görülürdü...
Birbirini sınırlı mekânlarda, sınırlı sayıda gören, sınırlı sayıda konuşabilen, insanlar için ihanetler de sınırlıydı...
Ev telefonunun mahremiyeti, iş telefonunun çalışma kuralları vardı...
Arsız birliktelikler için araç yoktu... Arsızlığı iletecek, kablo yoktu... Bilgisayarlarda, utanmaz chatleşmeler, mailli sevişmeler henüz başlamamıştı.

Yıllar öncesinin sevgilileri, sizi zar zor evden arardı...
Annenin ve babanın yanında, evin orta meydanındaki telefon, aşkınıza sahne olurdu...
Kaçmak isteseniz, kaçamaz, konuşmak isteseniz konuşamazdınız...
Buluşmalar kıt, kavuşmalar kıt, randevulaşmalar kıt, siz de kıt kanaat geçinip gitmek zorundaydınız...
Kıtlıktan aşkı yaratmalıydınız...
imkânsızdan buluşma ayarlamalıydınız. Ortamsızlıktan, aşk mekânları yaratmalıydınız...
Haftada bir kavuşmalardan, aşk çıkarmalıydınız...
iki saatlik buluşmalardan sevgi yaratmalıydınız...
Bunları bu şartlarla yaratamadığınızdan, aşkı ve sevgiyi esas olarak kafanızda yaratırdınız...
Bazen kendi kendinize aşık olur, kendi kendinize bitirirdiniz...
Bazen buluşana kadar çektiğiniz heyecandan kafayı yerdiniz...

Arsız chatleşmelerin, utanmaz cep mesajlarının olmadığı günlerde yaşam kuşkusuz daha arlı ve daha mazbuttu...
Cep telefonlu ve chatli dünyalar, artık sınırsız seçenekler, sınırsız ilişkiler, sınırsız aldatmalar ve sınırsız hayatlar yaratmaktadır.
ihanetlerdeki patlama cep telefonlarıyla doğru orantılıdır...
Evin bir başka odasına geçerek sessizce chatleşme, sanal çiftleşme bilgisayarla yapılmaktadır...
Hayat bir daha geri gelmeyecek bir yaşam tarzını kapatmakta, hep zaplanacak ilişkilerin artacağı başka bir tarzı dayatmaktadır...
Randevular artık randevu gibi değildir...
Taksim meydanında, ya da Karaköy iskelesinde yapılmamaktadır...
Birileri bir yerlere takılmakta, diğeri de cep mesajlarıyla o yere uğrayarak randevulaşmaktadır...
Takıla takıla yapılan randevulaşma, romantik değildir...
Birbirine kavuşmadan ziyade birbirine takılmayı içermektedir...

Birbirine takılanların, birbiriyle randevulaşanlar gibi, birbirlerine söyleyecek fazla sözü bulunamamaktadır...
Arada bir söylenecekler kısa mesajlarla zaten iletilmektedir...
Mesajlaşmalar kavuşmanın heyecanını bitirmektedir...
Gizemi yok etmektedir...
Hayatı düzleştirmektedir...
Cep telefonu mesajları ve bilgisayar chatleri iletişimi artırmakta ama aşkı öldürmektedir...
Gidip gelen mesajlar arasında heyecanı söndürmektedir...
Karşındakiyle konuşurken, aklı başka yere sürüklemektedir...
Karşındakiyle cilveleşirken, başkasıyla öpüşülmektedir...
Aşkı öldürürken, ihaneti teşvik etmektedir...
Yakında aşk daha bir azalacak, ihanet daha bir artacaktır...
Biri azalmaya, diğeri artmaya giderken sonunda ikisi de anlam yitirecektir...
Aşk azaldıkça, ihanet kelimesinin de anlamı kalmayacaktır...
ihanet hayatın kendisi olacaktır...