bugün

rüya içinde rüya

belki de her gece gördüğün! uyanmak isteyip de uyanamadığın! ya da uyanmak istemeyip de uyandığın! tam yere çakılacakken uyandığın bazen! bazense, çok mutlu bir anda donup kalmayı istediğin!

rüya içinde rüya!

benim görmediğim! göremediğim! senin gördüğün! birbiri içinde, birbiri dışında, cereyan eden onlarca rüya!

bir adam tanırdım. yıllar önce. uyku sorunu yaşardı. hiç uyumazdı. neyin gerçek neyin yalan olduğunu, neyin rüya neyin kabus olduğunu karıştırırdı. bir gün kendisini bir bidon benzin döküp yakmaya çalıştığında göz göze geldik. o hala rüya sanıyordu intiharını. tüm bedeni alevler içinde kalınca ağlamadı. gözyaşlarını da rüyalarına gömmüştü.

rüya içinde rüya!

muhteşem bir zeka ve muhteşem bir kıvraklığın, estetiğin bir bedende toplanması. *