bugün

5000 yıllık kürt tarihi

Ksenefon ve Kürdistandan Geçişi
Tarihçi ve komutan Ksenefon (Xenophon) Milattan önce 401 yılında yazdığı Anabasis (onbinlerin dönüşü) adlı eserinin üçüncü kitabındada Karduklardan sözeder.

Yunanlı Ksenefon 10 bini aşkın ordusuyla Pers ordusunu yendikten sonra başladığı yolculuktan geri dönerken Kardukların ülkesinden geçer ve Kardukların saldırısına uğradığını anlatır.

Mesela:
Kürdlerin kimsenin hakimiyetini kabul etmeden özgür yaşadıklarını yazmış. Onun tarifine göre Karduklar dağlar arasında yaşayan savaşçı bir halktı. Akamenid (Pers) kralına bağlı değildiler. Onların ülkesinden sonra Ermenistan gelmekteydi.
Komutan Ksenefon, üçüncü kitabının sonunda değinmeye başladığı Karduklardan bahseder:
Karduklar çok savaşçı ve pek çevik insanlardı, iran şahı Artakserksise (Artaxerxes) düşmanı olup; ona tabi değillerdir. O kadardı ki Karduklar bir defasında 120 bin kişilik iran kraliyet ordusu bunların ülkesini işgal etmiş, bir teki bile geriye dönemeden yok olmuştur, sebebide Kürdistanın karmakarışık oluşu.
Ksenefon, Kardukhların, iranlılardan bambaşka soydan ve onlara çok düşman olduklarını, bir tanık olarak anlatmıştır.

Ksenefon dördüncü kitabında tekrar döner ve şunlardan bahseder:
Kardukların ülkesine girdiklerinde düşmanın geçiş yollarını kapamamaları için sessiz ve hızlı bir şekilde ilerleme düşünceleri olduğunu yazmış.
Kardukların toplanarak öndeki askerlere saldırdığını bazılarını öldürdüğünü ve diğerlerinide yaraladıklarını ve bu saldırının kendilerini sürpriz bir şekilde yakaladığını yazmış. Eğer Kardukhlar daha büyük bir rakamla bu saldırıyı yapsalardı ordusunun büyük bir bölümünün yokedilmiş olacağını anlatmış.
Kardukların çok iyi savaşçılar olduğunu, ellerinde boyları büyüklüğünde yayları ve uzun okları olduğunu yazmış. Mükemmel okçu olduklarını ve yayları gererlerken sol ayağı ile yayın ağaç kısmına basıp kirişi gerdiklerini belirtmiş. Kürd oklarının büyük ve kuvvetli olduğundan Yunan askerlerinin kalkanlarını ve göğüs zırhlarını delip geçtiğini ve askerleri öldürdüğünü yazmış. Kürd oklarının bu özelliklerinden dolayıda Yunan askerlerinin o okları yerden alıp mızrak yerine geri fırlattığıı yazmış.
Sapan kullandıklarını yazmış. Taş, ok ve sapanlarla bir nevi gerilla savaşı yürüttüklerini yazmış. Hep beraber saldırdıklarında , hep bir ağızdan, saldırı marşı biçiminde bir marş söylediklerini yazmış (Kürdçedir).
işgal sırasında Kardukların çoluk çocuğunu alarak dağlara çekilip işgalciye karşı direndiklerini yazmış. Kürd köylerindede epeyce bakır eşya olduğunu yazmış.
Karduklarin dağlarda ateşler yakarak, bu ateşlerle biribirleriyle haberleştiklerini yazmış.
Düşmanın kendilerini çok kızdırdığını, tuzak kurarak bazı Kürdleri öldürdüklerini, birkaçınıda canlı yakaladıklarını ve böylecede kendilerine zaman kazandıklarını hemde ülkelerini bilen birisine itimat edebileceklerini yazmış.
Kürd köylerinde, Kürd evlerinin çok güzel olduğunu, bol yiyecek bulunduğunu ve bu evlerde bolca şarap bulduklarını, şarap saklama sarnıçlarının sıvalanmış iyi sarnıçlar olduğunu yazmış. Yani, Kürdlerin çok modern ve gelişmiş bir toplum olduğunu anlatmış.
Kürdlerin geçiş yollarını tıkadıklarını ve üstlerine tonlarca ağırlıkta kayalar attıklarını ve askerlerinin paramparça olduğunu, bazılarının öldüğünü diğerlerinin kol ayakların koptuğunu anlatmış. Birkaç çarpışmadan sonra Ksenefon anlaşma önerdiğini, ölü Yunanlılar ın cesetlerini istediğini anlatmış. Kürdlerinde, Yunanlılara evlerimizi yakmazsanız ölülerinizi size teslim ederiz dediklerini yazmış.

Tarihteki ilk Kürd-Yunan anlaşması. Bu anlaşma yapılırkende tercüman kullanılmış herhalde: Yunanca - Kürdçe.
Anlaşmaya rağmen görüşmeler daha bitmeden Karduklar yeniden taşlar yuvarlamaya başlarlar. Yürüyüş ertesi gün Karduklar la savaşa savaşa devam eder.
Nihayet Yunanlılar Kürdistan ile Ermenistan ı ayıran sınır olan Centrites Nehri ne (Ancient Turkey kitabının yazarı Seton Lloyd a göre bu nehir Dicle nin doğu kolu olan modern Botan Irmağıdır) ulaşır.
Yunanlılar, Kardukların ülkesini yedi günde geçtiler ve bu süre zarfında hep çatıştılar (IV. Kitap, s. 279). Yunanlılar nehrin karşı yakasında Akamenidler in Ermenistan satrapı Orontas ın Ermeni, Mardi/Mard ve Chaldaean paralı askerlerinden oluşan ordusunu gördüler. Kendilerini izlemekte olan çok sayıda silahlı Karduklar ın saldırıları altında çatışarak nehri karşıya geçtiler.
Kürdistandan 7 günlük geçiş süreci boyunca hiç uyuyamadıklarını ve sürekli savaştıklarını, çok sayıda silahlı Karduklar ın saldırıları altında çatışarak Kürdistandan çıktıktan sonra rahat bir uyku uyuyabildiklerini yazmış.
Sonraki yürüyüşleri Ermenistan içine devam etmiş. (IV. Kitap, s. 287-91).
Bu haritada Ksenefon un anlattığı Kürd bölgeleri ve Ermenistanı ayıran sınır.

Dicle nin doğu kolu olan modern Botan Irmağı Van Gölünün altındaki uzun koludur.
Ksenefonun bahsettigi Onbinlerin geri çekilişi sırasında Ermenistan ordusunda Mard paralı askerleri de bulunuyordu. Mard ve Khaldi (Chaldi) kabileleride tarihçilerin çoğu tarafından Kürt sayılmaktadır. Kalli aşireti adında Kürt aşiretleri mevcuttur. Kan; eki ise ait olma ekidir. Kallikan ise Kallikanlılar anlamına gelir; Khaldi>Kalli>Khallikan.
Yunanlı tarihçi Herodota göre Mardlar iranik bir halkdı. Ortadoğu uzmanı Marquart in fikrine göre Mardlar Kürtlerin ta kendisidir. Mardlar, modern tarihçi Adontz a göre, Atropatene (Medya, Azerbaycan den gelme göçmenlerdir.

Ksenefonun izlediği rota ve Kürt kabileleri: Carduchi, Mardi, Chaldi

Kürdler bu sınırların diğer yerlerindede yaşıyordu tabiki. Ksenefonun anlattıkları özellikle Kurmanc Kürdlerinin bir kısmı olabilir. Ermeniler bu bölgeye eskiden Trakya-Balkan bölgesinden göç ettikleri ıspatlandı. Yunan tarihçiler Heredot ve Strabo da Ermenilerin Trakyadan doğuya göçtüklerini yazmış. Ermeniceninde Trakya dili olduğu ıspatlandı. Ermeniler oralara daha gelmemişken Ermenilerin yaşadığı yerlerde Kürdler yaşıyordu.
Professor Manandian: There is no doubt, that they were closely related to the Thraco-Phrygians (Trako-Frigleri)
Ksenefon Kürdistandan geçişleri süresinde başlarına gelen felaketlerin, Pers ordusuna karşı savaştıklarında başlarına gelenlerden daha fazla olduğunu yazmış. Ksenefonun 10 bini aşkın ordusuyla çıktığı yolda geri sadece 2 bin asker dönebilmiş.
Ksenefon un Karduklar ve Kardukhya hakkında kısmen dedikleri bunlardır.
Kardukların modern Kürdler in ataları olduğu görüşü bilim dünyasında kabul görmüştür.


Etimoloji
NOT: Ksenefon Kürdlere Kard-ukh-oi demektedir.
Yunan dili uzmanı Ali Karduxos un açıklaması:
Kard: Kürd demek. Kürdçedeki u harfini Yunanlılar telaffuz edemiyorlar. Bundan dolayı da a olmuş. -ukh eki eski Ermenice çoğul ekidir yani Türkçedeki -LER ile -LAR eki karşılığıdır. Ermeniler Kürdlere Kurd-ukh/Gurd-ukh diyorlardı eski çağlarda bu da Kürd-ler demektir.

Yani Ksenefonun kullandığı Kard-ukh Kürd-ler; demek. Bunu Ermenilerden duymuş.
Ama Ksenefon bu kelimeye bir de yunanca çoğul eki olan Kardukh-oi'yi ekleyerek KARD-UKH-Oi demiş. Bugünkü Türkçeye de Kard-ukh-lar olarak çevrilmiş.
Yani KARD-UKH-Oi KÜRD-LER-LER demek.
Tarihçi ve coğrafyacı Strabo, M.S. 1. yüzyılda Geographika adlı eserinde şöyle yazmaktadır: Dicle nehrinin bulunduğu yerler Kürtlere aittir. Gordyaei (Gordyaea) bölgesi, antiklerin Kardukhi (Ksenefonu kastediyor) dediği yerle aynı yöredir Tarihçi Yaşlı Pliny M.S. 2. yüzyılda Naturalis Historia adlı eserinde şöyle yazmaktadır: Eskiden Carduchi halkı (Kardukhi) olarak bilinen şimdi ise Cordueni, Adiabeneyle birleşir ve önlerinden Dicle nehri akar (Naturalis