bugün
- demet akalın'ın zeka seviyesi8
- ali erbaş14
- icardi190517
- türkiye işçi partisi11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- evlilik9
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
yenilen trafik cezasının, 5 ay sonra burundan fitil fitil gelmesidir.
5 ay önce bu zamanlar araba ile acele bir şekilde bir yere yetişmeye çalışıyordum. öğle saatleri, yol geniş ve hafif eğimli, kalabalık da yok. yani gaza basmamak için hiç bir neden yok. gaza basmasan bile araba kendi kendine hızlanıyor. öyle bir yolda ilerlerken farketmeden hız olmuş 57 mil. limit ise 35. hadi 40 mile müsamaha gösteriliyor ama 40'ı 1 mil geç hiç şansın yok şehir içinde. hele ki radar kurulmuşsa.. motosikletli polis amca anında dikiz aynasında beliriverir, vik vik öttürür sirenini, hemen sağa çektirir. akabinde cezayı keser. sen de o kağıtla mahkemeye gider duruşma için randevu alırsın ve tarih genelde doğumgünü ile çakışır. (bkz: dogum gününde mahkemede durusmaya cıkmak)
neyse biz de bekledik bekledik ve 5 ay sonunda duruşma günü geldi çattı. ben zannediyorum hollywood filmlerinde olduğu gibi jüri üyeleri, avukatlar, tanıklar, sanıklar olacak, mübaşirler halay çekecek ama nerde. adliye sarayına gittik, kağıtta yazan kat ve salonu bulduk, beklemeye başladık hakimin gelmesini. herkesi tek tek alacaklar diye beklerken, mahşer yeri gibi kalabalığı toptan salona aldılar. salon tam hayal ettiğim gibiydi. duvarlar, masalar, kürsüler, parmaklıklar, her şey tahtadan. arkada koca abd ve california bayrağı, tanıkların oturması için onlarca sandalye.. sinema salonunu da andırıyordu biraz. sonradan farkettim ki herkesin içinde mahkemeye ifade verecez. bir süre sonra hakim salona girdi. koyun sürüsü gibi bekleyen bizler de "hıh şimdi sçtık" dercesine birbirimize baktık. hakim de belli ki meksika kırması amerikan. bıyıklı falan..
mübaşir (ingilizcesi: mubaschir) denen zerzevat, oradaki herkesi sıraya soktu. sonra adı okunan herkes sırayla kürsüye gelmeye başladı. ulan bu nasıl duruşma? sanki mahkemede değil; aileler yarışıyor programındayız. hakim tek soru soruyor, zanlı gık demeden, cezayı kesip kapıyı gösteriyor. e ben kendimi savunacaktım daha. ne anladım ben bu işten? neyse sıra bize geldi adımız okundu, kasılarak kürsüye geldik.
- suçunu kabul ediyor musun?
- yes sir. ediyorum.
- al o zaman sana $312 + 8 saat trafik dersi.
- ama ben... (koldan tutularak uzaklaştırılır)
haydaaaa. e ben niye 5 ay diyince o kadar eziyet çektim? para cezası artacak diye korkudan soru bile sorulmuyor ibneye. nasıl bir iş bu? ben sanıyorum 90-100 dolarla yırtacaz. bileydim cezayı yediğim gün öderdim parayı. hayır 312 doları geç, kıçta don bile yok. homeless gibi geziyoruz.
neyse oradaki gişeye yönlendirdiler bizi. oradaki sivilceli kız "eğer şimdi ödeyemiyorsanız 30 gün içinde ödeyebilirsiniz" diye bir kağıt tutuşturdu elime. "parayı ödemeye geldiğinizde trafik dersinin yeri ve saatlerini gösteren kağıdı da sokucam bir tarafınıza" dedi. dedim "anladım her şey güzel de bu trafik dersi olmasaydı ne olurdu?" dedi "ehliyetinize 3 yıl el koyulurdu." öyle diyince "ne amerikaymışın ulan" diye iç geçirdim ve olay mahalinden hızlı adımlarla uzaklaştım.
suçumu kabul etmesem sonuç ne olurdu onu merak ediyorum.
5 ay önce bu zamanlar araba ile acele bir şekilde bir yere yetişmeye çalışıyordum. öğle saatleri, yol geniş ve hafif eğimli, kalabalık da yok. yani gaza basmamak için hiç bir neden yok. gaza basmasan bile araba kendi kendine hızlanıyor. öyle bir yolda ilerlerken farketmeden hız olmuş 57 mil. limit ise 35. hadi 40 mile müsamaha gösteriliyor ama 40'ı 1 mil geç hiç şansın yok şehir içinde. hele ki radar kurulmuşsa.. motosikletli polis amca anında dikiz aynasında beliriverir, vik vik öttürür sirenini, hemen sağa çektirir. akabinde cezayı keser. sen de o kağıtla mahkemeye gider duruşma için randevu alırsın ve tarih genelde doğumgünü ile çakışır. (bkz: dogum gününde mahkemede durusmaya cıkmak)
neyse biz de bekledik bekledik ve 5 ay sonunda duruşma günü geldi çattı. ben zannediyorum hollywood filmlerinde olduğu gibi jüri üyeleri, avukatlar, tanıklar, sanıklar olacak, mübaşirler halay çekecek ama nerde. adliye sarayına gittik, kağıtta yazan kat ve salonu bulduk, beklemeye başladık hakimin gelmesini. herkesi tek tek alacaklar diye beklerken, mahşer yeri gibi kalabalığı toptan salona aldılar. salon tam hayal ettiğim gibiydi. duvarlar, masalar, kürsüler, parmaklıklar, her şey tahtadan. arkada koca abd ve california bayrağı, tanıkların oturması için onlarca sandalye.. sinema salonunu da andırıyordu biraz. sonradan farkettim ki herkesin içinde mahkemeye ifade verecez. bir süre sonra hakim salona girdi. koyun sürüsü gibi bekleyen bizler de "hıh şimdi sçtık" dercesine birbirimize baktık. hakim de belli ki meksika kırması amerikan. bıyıklı falan..
mübaşir (ingilizcesi: mubaschir) denen zerzevat, oradaki herkesi sıraya soktu. sonra adı okunan herkes sırayla kürsüye gelmeye başladı. ulan bu nasıl duruşma? sanki mahkemede değil; aileler yarışıyor programındayız. hakim tek soru soruyor, zanlı gık demeden, cezayı kesip kapıyı gösteriyor. e ben kendimi savunacaktım daha. ne anladım ben bu işten? neyse sıra bize geldi adımız okundu, kasılarak kürsüye geldik.
- suçunu kabul ediyor musun?
- yes sir. ediyorum.
- al o zaman sana $312 + 8 saat trafik dersi.
- ama ben... (koldan tutularak uzaklaştırılır)
haydaaaa. e ben niye 5 ay diyince o kadar eziyet çektim? para cezası artacak diye korkudan soru bile sorulmuyor ibneye. nasıl bir iş bu? ben sanıyorum 90-100 dolarla yırtacaz. bileydim cezayı yediğim gün öderdim parayı. hayır 312 doları geç, kıçta don bile yok. homeless gibi geziyoruz.
neyse oradaki gişeye yönlendirdiler bizi. oradaki sivilceli kız "eğer şimdi ödeyemiyorsanız 30 gün içinde ödeyebilirsiniz" diye bir kağıt tutuşturdu elime. "parayı ödemeye geldiğinizde trafik dersinin yeri ve saatlerini gösteren kağıdı da sokucam bir tarafınıza" dedi. dedim "anladım her şey güzel de bu trafik dersi olmasaydı ne olurdu?" dedi "ehliyetinize 3 yıl el koyulurdu." öyle diyince "ne amerikaymışın ulan" diye iç geçirdim ve olay mahalinden hızlı adımlarla uzaklaştım.
suçumu kabul etmesem sonuç ne olurdu onu merak ediyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar