bugün
- icardi190518
- anın görüntüsü15
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır12
- ali erbaş18
- evlilik11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu36
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler11
- karınıza range rover alır mısınız21
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü14
Emperyalizmin 70'li yıllardan itibaren içine girdiği krizden çıkış yolu olarak belirlediği ve 80'lerde temelleri atılmakla birlikte esas olarak 90'ların başında yaygın uygulama şartlarına sahip olduğu yeni sömürü modelinin adı neo-liberalizmdir. Geçmişin liberal ekonomi modelinden esinlenerek tanımlanan bu politikalar, teorik kuruluşu bakımından daha eskilere gitse de yaygın biçimde ABD'li iktisatçı Milton Friedman'a bağlanır.
Gerçekten de, M. Friedman'a Nobel Ekonomi Ödülü'nün verildiği yıllar aynı zamanda sermayenin dizginsiz saldırılarının ekonomik ve toplumsal bedelinin halklara ödetildiği bir dönem olmuştur.
Emperyalizmin özellikle askerileştirilmiş ekonomi ve ithal-ikameci yeni-sömürgecilik çerçevesinde yoğunlaştığı III. Bunalım Dönemi'nin belli bir aşamasında gelişen tıkanma, kapitalist dünyayı yeni arayışlara yöneltmiş, eski Keynesci "refah toplumu" ve "sosyal devlet" demagojisine bulaşmış politikalar, terkedilmeye başlanmıştır.
Kapitalizmin yeni ideologlarından Milton Friedman'ın piyasaya sürülmesi de bu döneme denk düşer. Yaşanan krizlerin ve eşitsizliklerin kaynağı olarak yanlış devlet müdahalelerini hedef gösteren Friedman çözüm olarak "serbest piyasa"yı tekrar gündeme getirir. Ekonomik etkinliğin örgütlenmesinin devletin kontrolünden alindığında piyasanın bu baskı gücünün kaynağını ortadan kaldıracağını iddia eden Firedman aslında Reagan'ın vahşi kapitalizmi tarif eden "devlet çözüm değil, sorundur" tanımlamasının bir benzerini yapar. Neoliberalizmin mantığı içersinde, devlet oyunu kurallarına göre oynağı müddetçe egemen sınıfın gereksinimlerini (siyasi, askeri müdahalelerle) de karşılar. "Firma yöneticileri, sermaye sahipleri tarafından kârı maksimize etmek için istihdam edilmişlerdir. Toplumdaki sosyal sorunları hafifletmek amacına yönelirlerse, sözleşmelerine aykırı davranmış olurlar" diyen Friedman'ın kastettiği, aslında devlet yöneticileridir.
Böylece teorize edilen vahşi kapitalizm koşullarında gelişen neoliberalizm, daha sonra salt "serbest piyasacılık" gibi bir noktayı aşmış, 80'lerin restorasyonu 90'lara ulaştığında emperyalizmin temel sömürü modelinin adı olmuştur.
Mali sermayenin her alanda serbestçe dolaşımının sağlanması ve mali sermaye içinde para sermayenin öne çıkarılması, bütün kamusal alanların ve özel firmaların dışına kalan üretimin tamamen özelleştirilerek genel kapitalist döngü içine dahil edilmesi neoliberal ekonominin başlıca yönleridir. Kamusal harcamaların (sağlik, eğitim, barınma, vb.) devletler için bir yük olduğundan hareketle çıkış yolu olarak tüm toplumsal yatırımların özelleştirilmesi sürecinin önü açılmıştır.
Mali sermayenin aşırı ölçüde yaygınlaştığı 80'li yıllarla birlikte kamu yatırımlarının lanetlenmesi çok uluslu şirketlerin çıkarları açısından doğal bir seyir izlemis NAFTA, MAi gibi çok taraflı bölgesel serbest ticaret anlaşmalarıyla devlet-piyasa ilişkileri yeni bir boyut kazanmıştır. Bu aslında, neoliberal yalanın tersine, devletin çok daha uzun vadeli ve kapsamlı fonksiyonlarla iş görmesi anlamına denk düşer.
Aynı biçimde kapitalist iş örgütlenmesinin yeniden biçimlendirilmesi de bu döneme denk düşmüş, her şeyi "kârın maksimize edilmesi" üzerine kuran sistem, üretim sürecini parçalara ayırarak hem işletmeleri bölmüş hem de uluslararası alanda sermayenin son derece riskli ve kaygan akışının yolunu açmıştır.
Politik alanda da emperyalist güçlerin en gerici dönemine denk düşen neoliberal politikalar, uluslararası alanda azgın bir saldırganlık anlamına gelmiş, sermayenin akışını önleyebilecek her türlü engelin ezilmesi bu dönemin temel kuralı olmuştur.
http://www.barikat-lar.de/barikat/4/kavram4.htm
Gerçekten de, M. Friedman'a Nobel Ekonomi Ödülü'nün verildiği yıllar aynı zamanda sermayenin dizginsiz saldırılarının ekonomik ve toplumsal bedelinin halklara ödetildiği bir dönem olmuştur.
Emperyalizmin özellikle askerileştirilmiş ekonomi ve ithal-ikameci yeni-sömürgecilik çerçevesinde yoğunlaştığı III. Bunalım Dönemi'nin belli bir aşamasında gelişen tıkanma, kapitalist dünyayı yeni arayışlara yöneltmiş, eski Keynesci "refah toplumu" ve "sosyal devlet" demagojisine bulaşmış politikalar, terkedilmeye başlanmıştır.
Kapitalizmin yeni ideologlarından Milton Friedman'ın piyasaya sürülmesi de bu döneme denk düşer. Yaşanan krizlerin ve eşitsizliklerin kaynağı olarak yanlış devlet müdahalelerini hedef gösteren Friedman çözüm olarak "serbest piyasa"yı tekrar gündeme getirir. Ekonomik etkinliğin örgütlenmesinin devletin kontrolünden alindığında piyasanın bu baskı gücünün kaynağını ortadan kaldıracağını iddia eden Firedman aslında Reagan'ın vahşi kapitalizmi tarif eden "devlet çözüm değil, sorundur" tanımlamasının bir benzerini yapar. Neoliberalizmin mantığı içersinde, devlet oyunu kurallarına göre oynağı müddetçe egemen sınıfın gereksinimlerini (siyasi, askeri müdahalelerle) de karşılar. "Firma yöneticileri, sermaye sahipleri tarafından kârı maksimize etmek için istihdam edilmişlerdir. Toplumdaki sosyal sorunları hafifletmek amacına yönelirlerse, sözleşmelerine aykırı davranmış olurlar" diyen Friedman'ın kastettiği, aslında devlet yöneticileridir.
Böylece teorize edilen vahşi kapitalizm koşullarında gelişen neoliberalizm, daha sonra salt "serbest piyasacılık" gibi bir noktayı aşmış, 80'lerin restorasyonu 90'lara ulaştığında emperyalizmin temel sömürü modelinin adı olmuştur.
Mali sermayenin her alanda serbestçe dolaşımının sağlanması ve mali sermaye içinde para sermayenin öne çıkarılması, bütün kamusal alanların ve özel firmaların dışına kalan üretimin tamamen özelleştirilerek genel kapitalist döngü içine dahil edilmesi neoliberal ekonominin başlıca yönleridir. Kamusal harcamaların (sağlik, eğitim, barınma, vb.) devletler için bir yük olduğundan hareketle çıkış yolu olarak tüm toplumsal yatırımların özelleştirilmesi sürecinin önü açılmıştır.
Mali sermayenin aşırı ölçüde yaygınlaştığı 80'li yıllarla birlikte kamu yatırımlarının lanetlenmesi çok uluslu şirketlerin çıkarları açısından doğal bir seyir izlemis NAFTA, MAi gibi çok taraflı bölgesel serbest ticaret anlaşmalarıyla devlet-piyasa ilişkileri yeni bir boyut kazanmıştır. Bu aslında, neoliberal yalanın tersine, devletin çok daha uzun vadeli ve kapsamlı fonksiyonlarla iş görmesi anlamına denk düşer.
Aynı biçimde kapitalist iş örgütlenmesinin yeniden biçimlendirilmesi de bu döneme denk düşmüş, her şeyi "kârın maksimize edilmesi" üzerine kuran sistem, üretim sürecini parçalara ayırarak hem işletmeleri bölmüş hem de uluslararası alanda sermayenin son derece riskli ve kaygan akışının yolunu açmıştır.
Politik alanda da emperyalist güçlerin en gerici dönemine denk düşen neoliberal politikalar, uluslararası alanda azgın bir saldırganlık anlamına gelmiş, sermayenin akışını önleyebilecek her türlü engelin ezilmesi bu dönemin temel kuralı olmuştur.
http://www.barikat-lar.de/barikat/4/kavram4.htm
güncel Önemli Başlıklar