bugün

coğrafi keşifler

coğrafi keşifler dediğimiz şey aslında eski dünyalıların yeni yerler öğrenmesi sürecidir. bununla birlikte, bu yeni yerleri öğrenmek salt bir entelektüel faaliyet olmamıştır. entelektüel ve maceracı bir faaliyet olsa bile sonuçları bununla sınırlı olmamıştır. kimilerinin zenginliklerini, hükümranlıklarını arttırmışken başkalarının zenginliğinin ve hükümranlığının azalmasına mal olmuştur.

bu sonuçları doğuran temelde iki husus vardır. Birincisi; amerika kıtasının eski dünyalılarca öğrenilmesi, ikincisi de; avrupa ile uzak doğu arasında deniz yoluyla gidebilmenin mümkün olmuş olmasıdır.

doğuya doğru giden araştırmaların ve keşiflerin başlatıcısı ve bir süre sonra da bunun imkanlarından yararlananlar portekizliler olmuştur. batıya doğru giden ve amerika'yı keşfedenler ise ispanyollardır.

doğuya doğru olan deniz yolunun bulunması afrika'nın en güneyinde ümit burnu'nun keşfidir. bu burundan hareket edilerek ticaret yapmaya başlamışlardır portekizliler. portekizlilerin bu yolu bulup buradan ticaret yapmaya başlamaları en çok iki unsurun aleyhine sonuç doğurmuştur. bunlardan birisi venedikliler diğer de mısırlı müslümanlardır. venedikliler ondan önce akdeniz ticaretini domine etmekteydiler. mısır'a kadar eşyayı getirir oradan da kara yoluyla taşınırdı eşyalar. venediklilerin akdeniz'in her yerinde postları vardı. küçük çaplı bir vali atarlardı liman kentlerine, oradan o kişiler venediklilerin ticaret işlerini yürütürlerdi. mısırlılar da karayoluyla yapılan ticareti kontrol edip bundan kar ederlerdi. mısırlılar ve venedikliler, portekizlilere karşı mücadele etmişlerdir, ticari üstünlüğü kaptırmamak için. ancak çok başarılı olmamışlardır, daha doğrusu talihleri yaver gitmemiştir. çünkü aslında portekizliler uzak doğuya filan giderlerken, yüzlerce gemiden ve binlerce savaşçıdan oluşan filolarla gitmiyorlardı. ya da mücadeleleri bu çapta yürümüyordu. hepi topu bir kaç gemi, bu gemilerde bulunabilecek kadar adamla gidiyorlardı. karşılarına çıkan kişiler de onlardan daha fazla değillerdi. sonuçta, talihli oldukları için portekizliler, bazen ikna, bazen satın alma ve bazen de küçük çaplı çatışmalarla uzak doğu ticaretini ele geçirdiler. 15'inci yüzyılın sonlarında başlayan bu faaliyetler, 16'ıncı yüzyılda, portekizlilerin hint okyanusunda mutlak ticari dominasyonu ile sonuçlandı.

bu arada, kaderin bir cilvesi olarak osmanlıların mısır'ı ele geçirmeleri de portekizlilerin ticaret hayatını ele geçirmelerini kolaylaştırdı, çünkü osmanlı, oradaki hesaplardan pek fazla haberdar değildi. ya da konunun salt siyasi yönleriyle ilgiliydi, ticari yönünü ihmal etti.

ikinci büyük coğrafi keşif olayı ise, zikredildiği gibi amerika kıtasının keşfidir. burasını da ispanyollar keşfetmiştir. daha doğrusu ispanyolları ikna etmeyi başaran cenevizli bir denizci olan kristof kolomb yapmıştır. kolomb'un, amerikayı keşfetmesinin ilk etkisi avrupaya zengin değerli madenlerin getirilmesi oldu. daha sonra da ticaret imkanlarının bir vechesi oldu tabi ki zamanla. amerika'nın keşfi, burayı keşfetmeyi ummadan keşfedilmiştir. atlantik okyanusu'nun ya sonsuz olduğu ve sonunun dünyanın sonu olduğu veya atlantik'ten sürekli batıya gidince asya'nın en doğusuna varılacağı sanılıyordu. bu iki inanç da aynı geçerlikteydi. kolomb asya kıtasının doğusuna ulaşmak için yola çıkmıştı ancak amerikaya ulaştı. doğuya yapılan keşif çalışmaları gibi zahmetli, planlı ve uzun sürmemiştir amerika'nın keşfi. ama dünya'nın kaderini daha fazla etkilemiştir. ancak, burada keşfedilen amerika aslında güney ve orta amerikadır. zira, ispanyolalr esasında buralarla ilgiliydiler. kuzey amerika firansız ve inglizler eliyle keşfedilip cukka edilmiştir. sonra zamanal fransızlar biraz bunlardan mahrum kalmış ingilizler silip süpürmüştür. ancak, amerikan refah hayatını etileyen esas amerika keşfi orta ve güney amerikadır. kuzey amerika'nın keşfi avrupa'ya sınırlı katkıda bulunmuştur, daha ziyade abd'nin kurucuları olna insanlara yaramıştır bu keşif.

ispanyollarla portekizliler bir süre sonra coğrafi keşiflerin getirileri konusunda çeşitli mücadelelere girmişlerdir. bunun üzerine papa, iki kez, değişik sınırlar belirleyerek, bir çizginin batısının ispanyol etkisinde doğusunun ise portekizlilerin etkisinde kalmasına karar vermiştir. bu karar uygulanmış bir süre sonra da es geçilmiştir.

ayrıca, burada, her ne kadar, kullanılan ulus isimleri, günümüzdeki ulusların isimlerini andırıyorsa da, aslında ulusal bir birlik olmadığı gibi ulus adına hareket etme diye bir şey de yoktu. ama bir grup veya kişinin yaptığı iş/keşif çevresindeki insanların ve topluluğun hayatını etkilemiştir. dolayısıyla batıda yer alan bazı insanlar keşif yapmışlar, onun kaymağını bütün batı yemiştir. Diğer taraftan, Müslümanlar da yekpare hareket etmemişlerdir. Müslüman bir veya birkaç tüccar kendi adına hareket etmiş, ama sonucu değiştirememiştir. Ama sonucu, tüm Müslümanları etkilemiştir, vesselam.

(bkz: ümit burnu)