bugün

amerika da yaşamak

yasadigimiz her an, hayattaki tum cabamiz daha iyi bir gelecege sahip olmak adina degil midir? bunun icin yapabilecegimizin en iyisini yapmaya calisiriz. bu yolda herkesin farkli tercihleri olur. kimi universiteyi bitirip girer bir devlet kurumuna, kimi universiteye bile gitmez gecer babasinin sirketine, kimi okulu yarim birakir yonelir baska bir ise, kimi koyunde tarlasini surer, kimi de hicbir sey yapmaz olur dilenci... dilenci de gelecegi icin cabalamaktadir aslinda. hem de herkesten daha fazla. zira gururunu ayaklar altina aldirmak herkesin harci degildir.

iste bazilari da yeni bir hayata baslamak, egitim almak, dil ogrenmek, calismak, tecrube edinmek icin arkasinda bircok sey birakarak cikar yurt disina, cunku kendisini en iyiye ulastiracak, gelecegini bir nebze olsun iyilestirecek seyin o olduguna inanir.

pasaport ve vize alinip bavullar hazirlanip tum islemler tamamlandiginda artik yola cikma vakti gelmistir, abbas yolcudur artik. ucagin oldugu sabah kahvalti masasinda bir sessizlik hakimdir. istahsiz bir sekilde yenilen lokmalar herkesin bogazina dizilir. cunku gidilip ne zaman donulecegi belli degildir. havaalaninda ucus numaraniz anons edildiginde sizi yolcu eden ailenize ve digerlerine son kez sarilir ve cogunlukla gozyaslariniza hakim olamazsiniz. son guvenlik kontrolunden de gectikten sonra son kez bakarsiniz arkaniza, elinizi sallar ucaga binersiniz. o andan itibaren sizi herseyden cok seven aileniz yaninizda degildir. bogaziniz agrisa hap getirecek, mideniz bulansa nane cayi yapacak anneniz yoktur artik. kendiniz ve kaderinizle basbasasiniz bundan sonra.

uzuuun bir sure havada kaldiktan sonra ucagin tekerleri yeni bir kitaya deger. o anda icinizi baska bir his kaplar. biraz heyecan, biraz korku... amerika birlesik devletleri'ne hos geldiniz. ucaktan inilir, sizi alacak biri varsa alir; yoksa taksiye yada otobuse binip gideceginiz adrese dogru yola cikarsiniz. bu arada saskinlikla etrafiniza bakarsiniz. "ulan amma cok degisik insan var burada", "hava ne kadar da sicak" gorusleri hakimdir. eve ulastiktan sonra hemen yatagin carsafi gecirilir ust bas da degistikten sonra yatilir. valizlerle ugrasilmaz. dile kolay koskoca okyanus gecildi.

ertesi gun ilk sabahinizi yasiyorsunuzdur. bir hayalkirikligi ve pismanlik hissi kaplamistir icinizi. bu mudur yani amerika? dunyanin super gucu bu mu? sokakta bir tane yuruyen insan yok, her yer araba. kaldirimda evsiz insanlar. nasil bir yer burasi? hava sicak da oldugu icin t-shirt giyip cikmissinizdir. nerden bileceksin ertesi gunun buz gibi olacagini. o gun de tarzan gibi cikilir ve haliyle sifa kapilir. deli gibi ateslenirsiniz, vucudunuzun her yeri hastaliktan kirilacak gibi olur, oksurmekten bogaziniz yirtilir. metabolizmaniz komple degisir. hava degisimi inanilmaz etkiler insani. haliyle ana avrat duz gidilir. daha geldiginizin 1. haftasi bu olacak is mi? hastalik yavas yavas gecmeye baslayinca yapacak islerinize yogunlasmaya calisirsiniz ama her sey bir ayri bir derttir.

kaldiginiz evi begenmezsiniz, ehliyet ve araba almak icin ugrasirsiniz, is ararsiniz, okula gidip gelirsiniz, insanlarla anlasamazsiniz, ingilizce bazi durumlarda sorun olur... gozunuzde buyumustur butun isler, cildirmak uzeresiniz. niye kotu seyler hep sizi buluyor?

zaman gectikce cogu sey duzene girer. artik daha sakinsinizdir. kendinize vakit ayirabilirsiniz. gezip gordukce sevmeye baslarsiniz amerika'yi. bu sefer de en derinden yaralayan ozlem cokmustur. eve, aileye, arkadaslara ve en onemlisi de sevgiliye. cunku basiniz sikissa, bir derdiniz olsa gidip anlatacaginiz, paylasacaginiz, sarilacaginiz, sevdiginiz yaninizda degildir. telefon ve internet care olmaz. dokunmak istersiniz. en cok koyan da sevgili hasretidir.

ara sira yataga yatildiginda dusuncelere dalinir. eski gunleri, arkadaslari, anilari canlandirirsiniz gozunuzde. inanilmaz huzun verir bunlar. bazen oyle anlar olur ki ilk ucakla donmek istersiniz. koskoca 300 milyonluk ulkede tek basinasiniz cunku. kimse sizi anlamiyor, oturup karsilikli bira icip dertlesecek en sevdiginiz arkadasiniz sizden 10bin km uzakta. yine de tum bunlara ragmen icinizdeki umudu kaybetmiyorsunuz. guzel gunler yakindir diyip isinize gucunuze donuyorsunuz.

hasil-i kelam "vay be adama bak amerika'da yasiyor. ne sansli serefsiz" gibi dusuncelerin yersiz oldugunu belirtmek isterim. amerika'da yasamak zor zanaat ve evet insana hayatin zorluklarini, kimseden yardim beklememek gerektigini, dunyanin envai cesit halinin oldugunu ogretiyor amerika. herkesin, gonlunden gecen yerde olmasi dilegiyle...
güncel Önemli Başlıklar