bugün

totaliter rejim

sözlükte sosyalizmi diktatörlük olarak gören cühelanın bulunduğunu görmemize vesile rejim türüdür.

sosyalizm ve faşizm aynı kaynaktan çıkıyor denmiş...

cehaletin böylesi. okumadan bilmeden sallamak kara çalmak işte tam da böyle bir şey olsa gerek. harun yahya'nın bir amerikan tarikatinden çevirttiği kitaplardan felsefe ve siyaset öğrenmek insanı böyle rezil bir duruma düşürür.

faşizm; burjuva devletin işçi sınıfı üzerinde hegemonik haklarını tamamen kullandığı düzene verilir. şöyle ki, bir işçi devrimi vuku bulması an meselesi ise ve burjuvazi bunu engellemek istiyorsa orası en demokratik cumhuriyet dahi olsa faşizm uygulamasına geçilir. demem o ki faşizm sermayenin işçi sınıfını ezmesi için geliştirdiği bir yöntemdir. ortaya çıkışı sermayedir.

sosyalizm ise; üretici güçlerin yarattığı artı değere haksızca el koyan burjuvaziye karşı işçi sınıfının baş kaldırmasını ve devrim yoluyla muktedir olmasını öngörür. çıktığı nokta işçi sınıfıdır.

sosyalizm; devlet üretim araçlarının hakimi olsun anlayışı üzerine kurulu değildir. devlet kapitalizmi ile sosyalizm birbirine karıştırılıyor. mevzuyu harun yahya'dan öğrenen zevatın cahilliği paçalarından akıyor, iktisat ilmi ile hiç bir alakaları olmadığı için bu zevat keynesgil müdahaleci iktisad prensiplerini ve devletçiliği sosyalizm sanabilirler. mazur görmek lazım, ama buradan kalkıp sosyalizme kara çalmaya kalkarsa ağızlarının payını vermek her komünist için hak olur.

bu meseleye açıklık getirmek için sosyalizmin devlete bakış açısından bahsetmek şart. meraklısı için lenin yoldaş'ın üniversitede ders olarak verdiği devlet buradan okunabilir:

http://www.kurtuluscephesi.com/lenin/devlet2.html

özetlemek gerekirse der ki yoldaş lenin; devlet toplumda sınıflar ortaya çıkınca yaratılmış, bir sınıfın diğer sınıfa tahakküm aygıtıdır. devletin adı ister krallık isterse demokratik cumhuriyet olsun toprak ve fabrikada özel mülkiyet mevcutsa orada sömürü vardır ve orada devlet sömürünün devamlılığı içindir.

sosyalizm bu devleti yıkacaktır. sosyalistlerin düşman oldukları devlet budur. devrimden sonra kurulacak işçi demokrasisi, üeten sınıfların baştan aşağı örgütlenmesine dayanır ve üretim araçları bu örgütündür. biz buna yarı devlet diyoruz. devrim tüm dünyada tamam olduğunda ve bir sınıfın diğerine tahakkümü ve üretim araçlarında özel mülkiyet tamamen ortadan kalktığında biz bu yarı devleti de çöpe atacağız. biribirine üstünlük sağlayan sınıflar ortadan kalktığı için sömürünün güç unsuru olan devlete de gerek kalmayacak çünkü.

biliyoruz ki insanlık kölelik devri öncesinde devlete gereksinim duymadı. ne zaman ki bir sınıf diğerini sömürmeye başladı sömürülen sınıfı kontrol etmek için devlet doğdu.

daha fazla malumat isteyen engels'in; aile özel mülkiyet ve devletin kökeni adlı yapıtına bakabilirler.

sosyalizme totaliter diyen zevat batı demokrasisini göklere çıkartmış. söz söyleme hürriyeti demokratlık ölçüsü değildir. demokrasiyi belirleyen üretici güçlerin kendi kendilerini idare edip etmediğidir. sosyalist düzende siyasi partilere yer yoktur evet. çünkü onlar burjuva demokrasisinde belirli sınıfları temsil ederken halkı manipüle eden araçlardır aynı zamanda. işçi demokrasisinde sınıflar yok, azınlık bir sınıfın diğer sınıfları aldatmasına gerek yok. güç gerçek sahibinde zaten. çok partililik yok ama muhalefet her zaman var.

son olarak, stalin tarafından açıkça devlet kapitalizmine götürülen ve tek ülkede sosyalizm düşüncesi ile marksizm leninizm'den kopartılan sscb deneyimine bakıp kimse sosyalizme dil uzatmaya onu eleştirmeye kalkmasın.

komik oluyorsunuz.