bugün
- boşuna yaşıyorum hissi10
- arda güler11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması13
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- karınıza range rover alır mısınız18
- ekşi sözlük9
- şu anda çalan şarkı9
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu21
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
--spoiler--
" iyice anlayasınız diye biz, onu arapça bir kur'an yaptık." (zuhruf, 3)
yusuf suresinin, (anlayabilmeniz için, kuranı arapça olarak indirdik) mealindeki ikinci âyet-i kerimesi, tefsirlerde özetle şöyle açıklanıyor:
(kuran-ı kerimi herhangi bir lisan ile değil, en geniş, en açık olan arapça olarak indirdik. eğer iyi düşünürseniz, bu kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini görür, müslüman olmayı en büyük bir vazife, en yüksek bir saadet telakki edersiniz. ey araplar, kuran-ı kerim, sizin dilinizle indi. edebiyatçıların, şairlerin sözlerine benzemediğini gördünüz. bunun insan sözü olmadığını, i̇lâhi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız.)
demek ki âyetteki anlamak, bunun ilâhi kelam olduğunu anlamaktır. yoksa ahkâmını anlamak değildir. eğer öyle olsaydı, allahü teâlâ, (resulüm, kuranı insanlara açıkla) buyurmazdı. (nahl 44)
fussilet suresinin, (eğer biz kuranı yabancı bir dil ile gönderseydik, âyetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalıydı. araplar için, arapça olmayan bir kitap mı olur derlerdi. de ki: o kuran, inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır. i̇nanmayanların ise, kulaklarında bir ağırlık vardır ve kuran onlara kapalıdır. sanki onlara uzak mesafeden bağırılıyor da kuranın ne söylediğini anlamıyorlar) mealindeki 44. âyetin açıklaması da şöyledir:
kuran-ı kerim, [çince, yunanca, rusça değil de], sizin lisanınızda, yani arapçadır. siz arap olduğunuza göre, ifadelerinin vecizliğinden, şaheserliğinden bu kuranın ilâhi bir kelam olduğunu anlarsınız. yoksa, (arapça bildiğinize göre, kuranın hükümlerini de anlarsınız) denmiyor. âyetin devamında, inanmayanların, [ve yalnız kuran diyen zındıkların] kuranı sağırlar gibi duymadıkları ve anlayamadıkları bildiriliyor. zaten herkes kurandaki aynı şeyi doğru olarak anlasaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. i̇manı, farzları ve haramları öğrenmek farzdır. bunlar, ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. fıkhı, müctehid âlimler, âyet ve hadislerden çıkarmışlardır. (hadika)
imam-ı şarani hazretleri buyuruyor ki:
namazların kaç rekat olduğunu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekat nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, resulullah açıklamasaydı kuran-ı kerimden anlamak mümkün değildi. i̇mran bin husayn hazretleri, (bize yalnız kurandan söyle) diyene, (ey ahmak, kurandan her şeyi anlamak mümkün mü? mesela namazların kaç rekat olduğunu bulabilir miyiz?) buyurdu. hazret-i ömere de, (farzların, seferde kaç rekat kılındığını kuranda bulamadık) dediler. cevaben, biz, kuranda bulamadığımızı, resulullahtan gördüğümüz gibi yapıyoruz. o, seferde dört rekatlık farzları, iki rekat olarak kılardı buyurdu. (mizan-ül-kübra)
zaten, bizim gibilerin, dini öğrenmek için, tefsir ve hadis okuması uygun değildir. çünkü kuran ve hadisi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. bu inceliği iyi bilen hazret-i ebu bekir buyurdu ki:
(kuranı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler.) [şira]
kuran-ı kerim hiçbir dile, hatta arapçaya bile tercüme edilemez. herhangi bir şiirin bile, tam tercümesine imkan yoktur. ancak izah edilebilir. kuran-ı kerimin manası tercümeden anlaşılmaz. bir âyetin manasını anlamak demek, allahü teâlânın, bu âyette ne demek istediğini anlamak demektir. bu âyetin herhangi bir tercümesini okuyan, murad-ı ilahiyi öğrenemez. tercüme edenin, bilgi derecesine göre anlamış olduğunu öğrenir. hele tercüme eden bidat ehli ise, mana tamamen değişir. tefsir, murad-ı ilahiyi anlamak demektir. kendi görüşüne göre verilen mana, doğru olsa bile, meşru yoldan olmadığı için hata olur, mana yanlış ise, küfür olur. (berika)
hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(kuranı kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [nesai]
(kurana ehliyeti olmadan mana veren, cehennemde azap görecektir.) [tirmizi]
(kuranı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [m. rab
--spoiler--
" iyice anlayasınız diye biz, onu arapça bir kur'an yaptık." (zuhruf, 3)
yusuf suresinin, (anlayabilmeniz için, kuranı arapça olarak indirdik) mealindeki ikinci âyet-i kerimesi, tefsirlerde özetle şöyle açıklanıyor:
(kuran-ı kerimi herhangi bir lisan ile değil, en geniş, en açık olan arapça olarak indirdik. eğer iyi düşünürseniz, bu kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini görür, müslüman olmayı en büyük bir vazife, en yüksek bir saadet telakki edersiniz. ey araplar, kuran-ı kerim, sizin dilinizle indi. edebiyatçıların, şairlerin sözlerine benzemediğini gördünüz. bunun insan sözü olmadığını, i̇lâhi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız.)
demek ki âyetteki anlamak, bunun ilâhi kelam olduğunu anlamaktır. yoksa ahkâmını anlamak değildir. eğer öyle olsaydı, allahü teâlâ, (resulüm, kuranı insanlara açıkla) buyurmazdı. (nahl 44)
fussilet suresinin, (eğer biz kuranı yabancı bir dil ile gönderseydik, âyetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalıydı. araplar için, arapça olmayan bir kitap mı olur derlerdi. de ki: o kuran, inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır. i̇nanmayanların ise, kulaklarında bir ağırlık vardır ve kuran onlara kapalıdır. sanki onlara uzak mesafeden bağırılıyor da kuranın ne söylediğini anlamıyorlar) mealindeki 44. âyetin açıklaması da şöyledir:
kuran-ı kerim, [çince, yunanca, rusça değil de], sizin lisanınızda, yani arapçadır. siz arap olduğunuza göre, ifadelerinin vecizliğinden, şaheserliğinden bu kuranın ilâhi bir kelam olduğunu anlarsınız. yoksa, (arapça bildiğinize göre, kuranın hükümlerini de anlarsınız) denmiyor. âyetin devamında, inanmayanların, [ve yalnız kuran diyen zındıkların] kuranı sağırlar gibi duymadıkları ve anlayamadıkları bildiriliyor. zaten herkes kurandaki aynı şeyi doğru olarak anlasaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. i̇manı, farzları ve haramları öğrenmek farzdır. bunlar, ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. fıkhı, müctehid âlimler, âyet ve hadislerden çıkarmışlardır. (hadika)
imam-ı şarani hazretleri buyuruyor ki:
namazların kaç rekat olduğunu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekat nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, resulullah açıklamasaydı kuran-ı kerimden anlamak mümkün değildi. i̇mran bin husayn hazretleri, (bize yalnız kurandan söyle) diyene, (ey ahmak, kurandan her şeyi anlamak mümkün mü? mesela namazların kaç rekat olduğunu bulabilir miyiz?) buyurdu. hazret-i ömere de, (farzların, seferde kaç rekat kılındığını kuranda bulamadık) dediler. cevaben, biz, kuranda bulamadığımızı, resulullahtan gördüğümüz gibi yapıyoruz. o, seferde dört rekatlık farzları, iki rekat olarak kılardı buyurdu. (mizan-ül-kübra)
zaten, bizim gibilerin, dini öğrenmek için, tefsir ve hadis okuması uygun değildir. çünkü kuran ve hadisi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. bu inceliği iyi bilen hazret-i ebu bekir buyurdu ki:
(kuranı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler.) [şira]
kuran-ı kerim hiçbir dile, hatta arapçaya bile tercüme edilemez. herhangi bir şiirin bile, tam tercümesine imkan yoktur. ancak izah edilebilir. kuran-ı kerimin manası tercümeden anlaşılmaz. bir âyetin manasını anlamak demek, allahü teâlânın, bu âyette ne demek istediğini anlamak demektir. bu âyetin herhangi bir tercümesini okuyan, murad-ı ilahiyi öğrenemez. tercüme edenin, bilgi derecesine göre anlamış olduğunu öğrenir. hele tercüme eden bidat ehli ise, mana tamamen değişir. tefsir, murad-ı ilahiyi anlamak demektir. kendi görüşüne göre verilen mana, doğru olsa bile, meşru yoldan olmadığı için hata olur, mana yanlış ise, küfür olur. (berika)
hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(kuranı kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [nesai]
(kurana ehliyeti olmadan mana veren, cehennemde azap görecektir.) [tirmizi]
(kuranı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [m. rab
--spoiler--
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar