bugün

aşka aşığım ben leyla ya değil

hayat dairesinin içinde meşru daireler çizmekle başlıyor, mukellefiyetinin farkında olma süreci/serüveni..
bu yolda memur olunan bulmak mı? yoksa hep peşinde olarak aramak mı?
aramak, peşinden koşmak, yönelmek, yola düşmek, yolda kalmak, yol almak ve hep peşinde olmak..

aramak ve bulmak; cihat ve fethi getiriyor aklıma..
uğrunda cihad edilen, cehd edeni fethe mecbur etmiş midir? yoksa fethi istediğine verip, mecburiyeti cihadla sınırlı mı tutmuştur? asıl mükafat aramak, cihad etmek, o'nun uğrunda kendinden geçmek, aslını aramaktır ve cihad, arama eyleminde olduğu gibi son nefese kadar sona ermeyecek kesintisiz bir eylemdir.

aslında o'nu bulmak bu yolda kaldığın, yol aldığın, aradığın, sürece mümkündür.. ama sonu olmayan bir yoldur bu.. yani bu yolun sonda görünen ışığı takip edenler (aşıklar) için, o yol sonlanmayacak bir yoldur..
bildiğim bir şey varsa o da bu yolun sonu, aradığım şeyi hiç bulamayacak oluşumdur, yakınlaştığını hissettiğin her anda biraz daha uzağa yol almak ve daha yakın/yakin olma arzusu kamçılar seni bu halde, hiçbir zaman yeterli yakınlıkta bulunamadan arama eyleminin sürekli uygulayıcısı olursun.. hep biraz daha yakın olmakla geçer ömür..

bulamadığın ve aradığın, aşkıyla yola düşüp ilk adımı attığın anda, gördüğün ışık senden/içten gelir, yola atılan ilk adımdaki ısrar sarhoş eder, insan yürümeye kanamaz, ve geçer kendinden..

leyla'da aradığın aşk; kendini bulduğun anda biter.. sonra kendinden geçip, o'nu aramaya başlamak bu yolda/uğurda geçecek bir hayat demektir, sonu görünen ama hiç bitmeyen..